"Aynı gemideyiz" diyenlerin, krizin derinleşmesiyle birlikte artacağını ve Türkiye’de düzen siyasetindeki yeniden yapılanmanın anahtar kelimesi olan "normalleşme" ile bu söylemin ikiz kardeş olduğunu söyleyebiliriz. Siyasette bugün sermaye sınıfına açıktan cephe almayan her tür konumlanma, eninde sonunda bu sulara sürüklenecektir.
Gelenek Dergisi Yayınları
"Aynı gemideyiz" söylemi, işçiler ile patronların maddi çıkarlarının aynı yönde ve ölçüde birbiriyle bağlantılı olduğunu varsayar. Kabaca, fabrikaların bacası tütsün, çarklar dönsün ki; işçiler de çalışabilecekleri bir işe sahip olsunlar ve eve ekmek götürebilsinler denmektedir. Devamında, çarkların yavaşladığı dönemlerde, sermaye birikiminin aksadığı yani patronların kârları azalırken, işçinin de kendi payından fedakarlık etmesi beklenir. İşçiyle patronun, birlikte kazanıp birlikte kaybedecekleri bir ülke tasvir edilir.
Gelenek Dergisi Yayınları
Reklam
Kriz döneminde sağ ve sol versiyonlarıyla böyle bir ülkeye işaret edenler, düzen siyasetindeki kriz aşılana ve taşlar yerine oturana kadar birlikte yer aldıkları normalleşme korosunda ayırt edilemeyecekler, sermayenin ihtiyaçlarına hizmet edecekler.
Gelenek Dergisi Yayınları
Böke, krize ilişkin yazdığı birçok yazıda, sermayenin bir kesimini siyasi iktidarla bağlantılandırıp mahkum ediyor, sermayeler arasında seçim yaparak bazı çözüm önerileri sıralıyor. Mahkum ettiği sermaye kesimini, "rantçı sermaye" adlandırıyor ve krizin sorumlularından birisi olarak ilan ediyor. Çözümü, sermayenin haliyle bir kesiminin üstleneceği üretim kapasitesinin ve üretimin arttırılmasında görüyor. Oysa, kapitalizmde her kriz sermaye birikiminde yaşanan tıkanıklığa ve krizden çıkış ise birikim sürecinde bir yeniden yapılanmaya işaret eder. Böke, iktidarın "aynı gemideyiz" söylemini eleştirdiği yazısında halkçı! öneriler sıralarken aslında bu yeniden yapılanma sürecini tarif ediyor ve sermayenin yanında yer alıyor. Teşvikler vb. mekanizmalarla üretimin arttırılması vurgusunu yaparken, sermaye birikiminin hızlanmasını yani sermaye açısından krizden çıkış yolunu ortaya koyuyor.1Krizin sorumlusunun iktidar olduğunu sık sık yineleyen Böke gibi, yaşanan sorunları "saray rejimine" bağlayarak patronları aklayanlar da var. Ortak çözüm önerilerinden bazıları, "ücretlerin derhal enflasyon karşısında erimesi önlenecek şekilde arttırılması" ve vatandaşlık maaşı ile aile sigortası gibi yoksulluk azaltıcı sosyal politikalar uygulanması.
Gelenek Dergisi Yayınları
Kapitalist üretim sürecinde, işçilerin emek gücünü satarak yaşamak için aldığı ücretin payı, bir eğilim olarak düşer.
Gelenek Dergisi Yayınları
Türkiye kapitalizminin uzun bir süredir yapısal bir kriz içerisinde olduğu ve 1980’li yıllarla birlikte geçilen ihracata dayalı birikim sürecinin, krizin sermaye açısından olumsuz etkilerinin ötelendiği ve geçici büyüme konjonktürlerinin oluşabildiği alt dönemlere ayrıldığını görüyoruz. 2001 Krizi’nden bugüne geçen dönem, 2008-2009 ara durağı ve etkileri göz ardı edilmeden, içinden geçtiğimiz kriz ile birlikte nihayetlenecektir. Ancak bu dönemin nasıl nihayetleneceği ve sermaye birikimindeki tıkanmanın nasıl aşılacağı sermaye sınıfı açısından da muammadır.
Gelenek Dergisi Yayınları
Reklam
605 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.