Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı yasakları, güttükleri amaçlarından kolayca anlayabiliriz; fakat bazı kurallar vardır ki anlaşılır gibi değillerdir; saçma ve anlamsız gibi görünürler. Bu gibi kurallara gelenek, görenek, formalite deriz. Tabu âdetlerinin de aynı çeşitliliği gösterdiğini görürüz.
"Gelenek, görenek ve zihniyetlerin evrimiyle birlikte yasalar da değişir (keza yasaların değişimiyle de gelenek, görenek ve zihniyetler değişir)."
Reklam
Öyle çağlar vardır ki, bütün bir kuşağın insanları iki çağ, iki ayrı yaşam üslubu arasında sıkışıp kalır, her türlü doğallık, her türlü gelenek ve görenek, her türlü korunmuşluk ve suçsuzluk duygusu çıkıp gider elden. Kuşkusuz herkes bunun aynı ölçüde ayrımına varamaz. Nietzsche gibi biri bugünkü sefaleti bir kuşaktan çok daha fazla süre önce yaşamak zorunda kaldı; onun tek başına, hiç anlaşılmadan yaşadığını bugün binlerce insan yaşamakta.
Öyle çağlar vardır ki, bütün bir kuşağın insanları iki çağ, iki ayrı yaşam üslubu arasında sıkışıp kalır, her türlü doğallık, her türlü gelenek ve görenek, her türlü korunmuşluk ve suçsuzluk duygusu çıkıp gider elden.
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ortaçağ' ın bir insanı bizim bugünkü yaşam üslubumuzu bambaşka açıdan değerlendirir, tümüyle acımasız, dehşet verici ve barbarca görüp aşağılardı! Her çağ, her uygarlık, her gelenek ve görenek kendine özgü bir üslubu içerir, kendisine yaraşır incelikleri ve sertlikleri, güzellikleri ve acımasızlıkları, barındırır kendisinde, kimi acıları pek doğal karşılar, kimi kötülükleri sabırla sineye çeker. Ne zaman ki iki çağ, iki uygarlık ve iki din birbiriyle kesişirse, işte o zaman insan yaşamı gerçek bir acıya, gerçek bir cehenneme dönüşür.
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Bu acımasızlıklar ger­çekte acımasızlık değildir. Ortaçağ'ın bir insanı bizim bugünkü yaşam üslubumuzu bambaşka açıdan değerlendirir, tümüyle acımasız, dehşet verici ve barbarca görüp aşağılardı! Her çağ, her uygarlık, her gelenek ve görenek kendine özgü bir üslubu içerir, kendisine yaraşır incelikleri ve sertlikleri, güzellikleri ve acımasızlıkları barındırır kendisinde, kimi acıları pek doğal karşılar, kimi kötülükleri sabırla sineye çeker. Ne zaman ki iki çağ, iki uygarlık ve iki din birbiriyle kesişirse, işte o zaman in­san yaşamı gerçek bir acıya, gerçek bir cehenneme dönüşür. Ortaçağ'da yaşayacak antik dünyanın insanı havasızlıktan içler acısı bir şekilde boğulup giderdi, bizim uygarlık ortamında bir ilkelin havasızlıktan boğulup gideceği gibi tıpkı. Öyle çağlar vardır ki, bütün bir kuşağın insanları iki çağ, iki ayrı yaşam üs­lubu arasında sıkışıp kalır, her türlü doğallık, her türlü gelenek ve görenek, her türlü korunmuşluk ve suçsuzluk duygusu çı­kıp gider elden. Kuşkusuz herkes bunun aynı ölçüde ayrımına varamaz. Nietzsche gibi biri bugünkü sefaleti bir kuşaktan çok daha fazla süre önce yaşamak zorunda kaldı; onun tek başına, hiç anlaşılmadan yaşadığını bugün binlerce insan yaşamakta."
Reklam
Fert ve cemiyeti çekip çeviren kurallar
Haram, helal, mekruh, müfsit, mubah, farz, sünnet, müstahsen, mendup, edep, hizmet, hürmet, merhamet, şefkât, sabır, şükür, bid'at, örf, âdet, gelenek-görenek-mizaç sayılmayacak kadar kıymet hükmü belli bir denge içinde fert ve cemiyeti çekip çevirir. Öyle ki, helaya girme âdabından, sofraya oturma âdabına kadar. Bu ahlâk, düzen ve hiyerarşiyi değiştirecek, zedeleyecek her davranış, düşünce, tutum; hastalık ve bozulma alameti sayılır; zamaneden şikâyet edilir, durumun düzelmesi için kanun-ı kadime dönülmesi salk verilirmiş.
Sözün kısası: kendimize dönelim. Ahlak, edebiyat, muzu, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk,aile, görenek, gelenek ve her şey de milli olalım.
Fetihlerinin tarihi, bize hiçbir biçimde kılıcını kuşanarak fethettiği bu uçsuz bucaksız toprakları yönetimi altında birleştirme isteği içinde olduğunu göstermez. Bu topraklar, birbirinden gelenek, görenek, dil ve halklar açısından çok farklıydı. Hint ganj platosunun, Irak’ın, Suriye’nin, Anadolu’nun ve Kıpçak düzlüklerinin efendisi olmuştur….
Sayfa 300Kitabı okudu
Yunan Toplumuna Adapte Olamayan Türk Ortodokslar
Yunan toplumuna asla adapte olamayan Türk Ortodokslarının büyük bir bölümü bugün bile Türkçeyi akıcı bir şekilde konuşmakta, Türkçe türküler dinleyip kurdukları özel düzenekler sayesinde Türkçe televizyon kanallarını takip etmektedirler. Kendi aralarında oluşturdukları derneklerin çatısı altında zaman zaman bir araya gelerek Anadolu'ya ait türküler, şarkılar söyleyerek oyunlar oynamakta olan bu insanlar, asimilasyon sürecine direnerek Türk âdet, gelenek ve göreneklerini devam ettirmektedirler. Bu bağlamda "Bıktık artık sizden 75 senedir. Bıktık artık sizden. Biz orada (Anadoluda) doğduk, orada büyüdük, bir kardeş gibi büyüdük." diyen Anastasia Hacıteodoridou Selanik'te kurmuş olduğu dernek çerçevesinde genç mübadil torunlarına gelenek, görenek ve âdetlerini öğretirken benzer bir uygulama da Larissa'da Dimitrios Katsikas tarafından yapılmaktadır. Yine Karditsa'xa Kapadokiko köyünde yaşayan Kayseri Çukur köyü ve Rum Kavaklı Karamanlılar'da benzer faaliyetler yürüterek sahip oldukları kültürlerini yaşatmaya çalışmaktadırlar.
Reklam
Gastronomi dünyada son yüzyılda gelişen bir bilim dalı. Gastronomi eski Yunancada mide demek olan “gaster” ve kural, gelenek görenek, kanun anlamına gelen “nomos” sözcüklerinden türetilmiştir. “Mide kuralları” anlamına gelse de kapsamı geniştir.
Sayfa 16 - TÜBİTAK yayınlarıKitabı okudu
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Mutlaka öneririm.
Bir ülke masalı dinlemeye var mısınız? Ama yaşanmışlıklardan oluşan. . Nazlı, babasını hiç görememişti. Annesiyle, babaannesiyle birlikte kıt kanaat yaşamaya çalışıyorlardır. Tek eğlencesi babannesinden dinlediği masallardı. Ama bunlar öyle anlatılardı ki hepsi gerçekti. Henüz bunu bilmiyordu Nazlı. . Annesi evi geçindirmek için canla başla
Babaannem
BabaannemMurat Durmaz · Lebis Kitap · 202417 okunma
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
168 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Günlük hayatta toplumun bireyi istismar biçimleri
İstismar denince aklımıza hep cinsel-fiziksel istismar gelir. Fakat işin sözel-duygusal-ruhsal boyutu olduğunu unuturuz. Her toplumsal kural/norm ve kültüre bağlı gelenek-görenek-töre-adet adı altında bize dayatılan ve üzerimizde oluşturulan her baskı aslında bir istismardır. Bireyin kendi iradesi dışında toplum zoruyla yaptığı, maruz kaldığı,
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20192,959 okunma
1.480 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.