Gelenek her kuşağın kendi ihtiyaçları doğrultusunda ortaya koyduğu yorumlar Toplamıdır
Zira tartışma, hakikate ulaşmayı değil, karşı tarafa üstün gelmeyi hedefler, Araştırmacıların çabaları, ortak bir etkinlik dâhilinde birliktelik arz edeceği yerde birbiriyle çelişir, zıtlaşır, birbirini etkisiz hale getirir ya da onlardan biri diğerlerinin yenilgiye uğraması pahasına üstünlük sağlar. Tartışmada bulunan kimse, düşünce üretmez, aksine öteki tarafın yenilgisini ister, hatta bu yenilgi gerek ele aldığı konunun gerekse kendisinin sahip olduğu mantığın ve düşünsel duruşun aleyhine de olsa bu böyledir. İşe önyargılarla başlamada, demagoji yapmada ve inanmadığı hâlde karşı tarafın öncüllerini kabul etmede bir sakınca görmez. Çünkü tartışmada bulunan kişi, bir düşünce ortaya koymaz, tarafsız davranmaz, aksine çatışır ve savaşır. Bu noktada yine akıl ortadan kalkar, coşku ve heyecan hâkim olur. Öyle ki bu durumda bizler, nesnel bir düşünce ile değil, kadim edebî bir sanatla, yani birbirini nakzetmeye ilişkin bir edebî türle karşı karşıyayızdır. Dolayısıyla araştırmacılar ömründe hiç şiir yazmamış şairlere dönüşürler.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
212 syf.
8/10 puan verdi
Kitap Üzerine: Modern Dünyanın Bunalımı kitabı 9 bölümden oluşmaktadır. Kitap modern dünyanın bunalımından daha çok bu bunalımın nedenini ve bu bunalımdan kurtuluşun nasıl olduğunu anlatmaktadır. Hint öğretisine göre insanlık dört çağa bölünmektedir ve biz şu an Kali-Yuga, yani “Karanlık Çağ” denilen dördüncü çağdayız ve bu yüzden her şey kötü
Modern Dünyanın Bunalımı
Modern Dünyanın BunalımıRene Guenon · İnsan Yayınları · 2016518 okunma
Mesele 'geleneğin yenilenmesi' ya da 'gelenek ve yenilik’ meselesi değildir. Çünkü başlangıç noktası, ‘yenilik’ değil 'gelenek'tir. Zira amaç, millî kültürde devamlılık sağlamak, mevcut durumu temellendirmek, onu ilerlemeye sevk etmek ve sosyal değişimin sorunlarıyla ilgilenmektir. Gelenek, kültürel ve millî bir yükümlülük
Mevcut yöntem krizi iki hatadan kaynaklanmaktadır: Bilimsel çığırtkanlık ve vaazsal/söylemci eğilim. İlki oryantalistlerin, ikincisi ise Müslümanların araştırmalarının büyük bölümüne hâkimdir. Nasıl ki bilimsel çığırtkanlık, oryantalistlerin yolunu izlemeleri ya da öncesinde metodik düşünüş olmaksızın (sadece) yaygın ve meşhur olanı kullanmaları sebebiyle Müslümanların bazı çalışmalarına hâkimse inceledikleri medeniyetlerin güzel yönlerini ele aldıklarında da oryantalistlerin bazı çalışmalarına vaazsal eğilim hakim olur. Her iki hata da her bir araştırmacı grubun mensup oldukları medeniyetin karakterinden kaynaklanır.
"Batı medeniyeti ile iliski içinde olmamız hasebiyle iman ve inkar/ilhad telakkimiz, kapitalist toplumların din anlayışlarından bize intikal edenlerin tahakkumu altındadır
Reklam
56 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.