Orhan Veli'ye
Her şey birdenbire oldu. Birdenbire vurdu gün ışığı yere; Gökyüzü birdenbire oldu; Mavi birdenbire.
İzin verirseniz gideceğiz. Haydi Helen... — Müsaadenizle. Sizinle Poyraz Köyü’ne kadar ineceğim, Bayan Tatarcık. Ortaya bir bomba düşmüş gibi Haşim gülüyor, Zehra gülmeye çalışıyor. Salim ve Miralay Nihat’ın sıkıldıkları belli, Lâle bir gelincik gibi kızarmış. Bunu en dost sesiyle söylemiş olan Recep bir türlü neden herkesin bozulduğunu anlamıyor. Lâle’nin sadece kendine gösterdiği dostluktan şimdi yüzünde eser yok, şiş kapakları altındaki uzun gözlerinin kuyrukları daha şakaklarına doğru çekik, içlerinde vahşi bir ışıltı var. Evet, Recep bir pot kırdığına kani ama, ne olduğunu tahmin edemiyor. Helen’in kolunu yakalamış giden Lâle’nin yanında o, kendisinin istenmediğini hissediyor ve en garibi bu istihfaf, bu ani düşmanlık kalbini buruyor... Dönemiyor, bir şey söylemeden Helen’in tarafına geçiyor, Helen’in koluna giriyor, başı önünde yürüyor, tıpkı anasına sokulan azarlanmış bir çocuk gibi... Böcekler, kuşlar, kurbağalar ötüyor, ötüyor.
Reklam
500 sene sonrada aynı hislerle ağlayış.. şehzadem...
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han'ı İmdat! Eyvanlar olsun! Bu cihanin bir yanı yıkılde zira ölum eşkiyaları Şehzade Mustafayı yok ettiler. Tulundi mihr-i cemâli, bozuldi dîvâni Vebâle koydılar âl ile Âl-i Osmâni. Yüzünün güneşi batti, divanı dağıldı Osmanlı sultanın hile ile
Gelincik.. çılgın aşkım, yanar dağım... gelincik... seviyorum demedin ömründe bir kerecik.
İnsan ömrü "Gelincik" gibidir. Dünü vardır; YAŞAMIŞTIR... Bugünü vardır; YAŞIYORDUR... Ama; YARINI belli değildir...
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.