Sevmek, yaşamın bizi sürüklediği uçuru- mun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı, ölümle dirim arasındaki baş dönmesidir. Üstümüze yürüyen duyarsızlığın o siyah ordusuna karşı, yürek çarpıntılarından oluşturduğumuz ışıklı bir korunaktır.
Bir ayrılığın üç adımıydılar.
Adam gitti...
Kadın kaldı.
Çocuk büyüdü...
Şimdi gelincik bir ayakkabı kutusunda,
Siyah beyaz resimlerle birlikte.
Ayakkabı kutusunun anısı çocuğun kilitli kalbinde.
Bir ayrılığın üç resmiydiler.
Adam,kadın ve çocuk.
Perdeler,kapı kolu ve merdiven.
Bir ayrılığın üç şahidiydiler
(İclal Ayın)