Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Murdoch göğüs uçlarından birini dudaklarının arasına aldı; emiyor, yalıyor ve göğüslerini titretecek kadar sert bir şekilde inliyordu. "Ah, tanrılar aşkına!" Dışarıda şimşek çaktı. Murdoch şimşeğin ne anlama geldiğini biliyordu ve daha da sert emdi. Göğüs ucu sertleşip ıslanınca, Murdoch diğerine geçerek ayrı ilgiyi gösterdi. Sonra huşu
Sayfa 310
Veli, Reşidin elini tuttu: "Yok bizim Ağa gibi Çukurovada ... yok! Merhameti deniz kadar. Sekiz yıldır yanındayım, bir kötülüğünü görmedim. Gelir eve kadar. inanın, oturur şu sizin oturduğunuz çulda. 'Oğlum Veli, nasılsın?' der. 'Para gerek mi?' der. 'Yok Ağa, yok, gerek değil. Sayende geçinip gidiyoruz. Para lazım olursa, eksik olma. Kesen bize her zaman açık, gelir alırım' derim. Ağa, karıma döner: 'Nasılsın kızım, nasılsın gelinim? Geçinebiliyor musunuz? Bir noksanınız var mı?' diye sorar."
Reklam
Bir gelinim var, gelen kucaklar, giden kucaklar
Sayfa 69
Ben bir dul avradım, Efe. Oğlum gitti Yemene, gelmedi. Tarlamızı köyün ağası Kel Halil aldı elimizden. Gelinim, torunlarım aç bilaç kaldık ortalıkta. Hükümete gittim, Efe. Kel Halil'in parası var, rüşvet verir. Başa çıkılır mı onunla? Hükümet kapılarında yılın yılın süründüm. Ellerini öptüm, Efe, ayaklarını öptüm. Öksüzlerimin tarlası, dedim, alın verin. Yemen öksüzlerinin. Siz hükümet değil misiniz dedim. Babalarını götürüp çöl Yemen'de koyup geldiniz, dedim. Yıllar yılı söyledim. Taşa kâr eyledi de, Efem, hükümete kâr eylemedi. Bir avuç toprak, bir dilim ekmek... Muhtacız Efem. Seni dedim geldim, seni Efem! Derdime merhem olmazsan, ben ne yaparım Efem? Sen de olmazsan, varır boğazıma bir taş bağlarım, atarım suya kendimi. Ölür giderim Efem. Çöl Yemen'de kalandan sonra, tarlam gittikten, öksüzlerim aç kaldıktan sonra, ben niderim Efem? Sana diyorum Efem, ne deyin Efe olmuşsun? Fakir fukaranın hakkını aramadıktan sonra... Efe demek fakirin hakkı demek. Biz böyle gördük, böyle bildik Efe. Yarın sabah getiririm Efe, Yemen öksüzlerimi atarım kapına. Efe efeliğini bilmeli, hükümet hükümetliğini. Bir martin alıp da, dağda adam öldürmek mi efelik? Kel Halil'den tarlamızı al, Efe. Ya da bize bir geçim yolu bul. Ya efesin, efeliğin töresini yerine getir, ya da Iraz'ın başörtüsünü kendi başına al... Anladın mı Efe?
Coşkuyu göllerden ve denizlerden öğrenmiştim, Ve taşkın sellerden hani dağları yarıp geçen, Fakat öyle coşku görmedim (yarınki gelinim!) Bugüne kadar hiç görmemiştim (müstakbel eşim!) Daha büyük bir mutluluk Anıt Çeşme'dekinden. .
Sayfa 74 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Benim gelinim her şeyi adamın yüzüne söyler.Arkasından konuşmaz.Bir de kendi kızlarınıza bakın; görünüşte hepsi erdemli. Ama çürük yumurtaya benzer erdem: dışı güzeldir, pırıl pırıldır…bir de içini kokla bakalım.
Reklam
"Sen ölüsün," dedim bir nefeste. "Seni öldürmüş." Bana cevap vermek yerine başını yavaşça eğdi, suratımda benim bile bilmediğim soruların cevaplarını aradı. Hafifçe gülümsedi. "Bulduğum cevapları duymak istemezsin," dediğinde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Biraz önce zihnimden geçenlere yanıt vermiş olduğu gerçeği suratıma çarptı. "Zihnimin içinde misin?" Hiç düşünmeden, "Her yerindeyim," dediğinde nefesim kesildi. Bunu hissetmiş olacak ki dudakları tatminkâr bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrıldı. "Demek evleniyorsun; oysa benim gelinim olduğunu söylüyordun."
Acımasızlığı bana, oğlum, gelinim, torunlarım, annem, babam öğretti. Tam istedikleri gibi oldum. Ölçülü, her şeyini içinde saklayan. Buna alıştırılan duygular zamanla çekilmeye, tartıya vurulmaya başlıyor. Ve gerçek kibarlık budur. Beni kemiren şeylerin içinde kocamın kapatmalarının üzüntüsü hiç olmadı.
Bitmişse Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar Öğleler ikindiler çoktan geçmişse Bir akşamüstü garipliği Sarmışsa her yeri Güneş devrilmiş Renkler solmuş Sesler kesilmişse
Ah Âminem! Ah acılı kızım! Ah genç yaşında eşinden yana öksüz kalmış çöl çiçeğim! Ah cennette Abdullah'ıyla kucaklaşıp evladını kucaksız bırakan gelinim!
Reklam
Annem isterse olur, öyle ya da böyle olur. Nasıl olduğunu kimse anlayamasa da olur. İşte bu da oluyor. 1975 yılından 1993 уılına değin Taşkesen olan aile adımız, Tansu Çiller hükümetiyle birlikte Neşelisoy'a dönüyor. Hatırlıyorum, dördüncü sınıftan beşinci sınıfa geçişim olay olmuştu. Öğretmenlerim bakıyor bu sınıfa kadar soy ismim başka, beşinci sınıfta başka. Sanıyorlar ki çocuk gelinim. Ne bilsinler hükümet değişimi soyadı kanunu gibi gelmiş bizim eve...
şimdi gelsem ki sen, yıkanmışsın saçlarını taramışsın. alnında mini mini damlalar, bir hafiflik, bir incelik yüzünde. buğu ardından yıldızlar gibi parmak uçların pembeleşmiş, sere serpe yatağa uzanmışsın… bunu sevda türküsü olsun diye yazdım, gelinim şimdi yağmur yağıyor yollara, yapraklara. gelsem ki sen evdesin, cümle sıcaklıklarla berabersin. göğsün kapalı, dudakların aralık. ellerimi hohlayıp hohlayıp ısıtsan. … halbuki şimdi sen nerelerdesin…
Sayfa 102Kitabı okudu
YELDİRMENLİ KADIN- Oğlum kurtuldu!Biraz evvel tahliye kararı geldi! REİS BEY-Çok sevindim! YELDİRMENLİ KADIN-Oğlum,gelinim,torunlarım eve gittiler.Ben doğru size koştum. REİS BEY-Çok sevindim! YELDİRMENLİ KADIN-Gözünüzdeki yaştan belli.O para ile bir marangoz atölyesi açacak oğlum...Tezgâhını kurar kurmaz ilk işini size yapmak istiyor. Ne istersiniz? REİS BEY-Bilmem! YELDİRMENLİ KADIN-Bizi kırmayın Boynumuzu bükmeyin! REİS BEY-Bir kutu yapsın...Erlerin,tahta,kırmızı vernikli bavullarından... YELDİRMENLİ KADIN-(Mahzun)Ne yapacaksınız onu? REİS BEY-Çamaşırlarımı koyacağım!Artık bir yerde oturmak istemiyorum!Varılamaz bir sıla var gözümde...Onu arayacağım!..
Sayfa 147Kitabı okudu
Temizlik Kolu
Kışın günler kısalıyor. Gece geliyor hemen. O zaman ölümü düşünüyorum. Vakittir ya... Bizler ölümden korkmazdık memleketteyken. Ordaki dağlar, çayırlar, esintili ılgıt tepeler gömülmeyi hiç zor göstermezdi kişiye. Çünkü gelinim, yürüyüp soluklandığımız alanlar vardı. Oysa burada açarız oda kapısını, dışarsı diyerek çıkarız kuyulara, sarnıçlara. Günsüz, nursuz sokaklara. Buysa zorlaştırıyor her şeyi. Tuttuklarımız, gördüklerimiz estirmiyor gönlümüze bir ferahlık. Burda çimenler anca duvarların örgüleri arasında çimleniyor yer bulup. Toprak ezile ezile su içmez olmuş. Kocadım. Devresi yıl hiç kıpırdayamayacağım yerimden.
Sayfa 50 - YkyKitabı okudu
636 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.