Daha söylenecek çok söz vardır, çünkü konuşmak için geç kalınmıştır. O kadar çok yarım kalmış yaşantı birikmiş, o kadar çok yaşantı dile getirilmeden kalmıştır ki, konuşan önce büyük boşluğu doldurmak zorunda hisseder kendini. Turgut'un söylediği gibi: " Her gün açıklanamayanlar biraz daha artıyor. Tarifi güç bir yorgunluk geliyor üstüme
Metis Yayınları s. 19-20
"İnsanımız, birbirine sataşmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Her an, her durum kendini öne çıkarmanın zamanıdır sanki. Özbenliğimizi kendimize, çevremize yeterince kanıtlayamamanın sonucu değil mi bunlar? Tartışırken bile, söylediğimiz sözlerin özünden çok söylenme biçimi, tonu, edası, ilgilendirir pek çok kişiyi. Sözü cakalı söylemek ; yalın, açık söylemekten daha önemli geliyor kimilerine. Bu yüzden söylenen doğruların temeline inemiyoruz. Kimdi o? 'Biz dostluğun ve inancın gerekli olduğu anda, önemsiz bir ayrıntıya takılıp önemliyi gargaraya getiririz hep' diyen? Sevgi Sosyal mı? Haksız mı? Şu hale bak!.. "
Sayfa 132 - Bilgi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Dünyada ne kadar çok ses var kâri, bir söz olamamış bir mana bulamamış ne kadar çok cümle var. Ve dilinin ucuna her geleni hiç düşünmeden söyleyen ne kadar çok insan. Herkes bunca kelamı neden ediyor, niye söylüyor ve neden bu kadar fazla konuşuyor diye düşündüğüm çok fazla vakit oluyor benim. Zira bazen söz silahtan çok daha fazla yaralıyor insanı. Ve geçmiyor o yaralar, iyileşmiyor. Hatta bazen o kurşuni sözler sadece muhatabını değil belki bir zümreyi, bir topluluğu, hatta bir milleti yaralıyor ve çoğu vakit bir söz yüzünden gözden düşüyor insanlar, gönül kırılıyor, uhuvvet bozuluyor. Belki de bizim imtihanımız söz iledir kâri, söylenmesi gerektiğinde söylenmeyen ve söylenmeyecek vakitlerde söylenen sözler ile. Bana çoğu vakit susmak daha anlamlı gelir konuşmaktan. Anlayan birini bulamadığın zaman susmak çok daha manalı ve çok daha faydalı, öyle olmalı. Bir de şu var ki içimizde olan her cümleyi söylemek konuşmak demek değildir. Cemil Meriç’in “Her akla geleni yazmak yazı yazmak demek değildir” dediği geliyor aklıma. Ve üstat doğru söylüyor. İşte aynı onun gibi her aklına geleni söyleyen de aslında bir şey söylemiş değildir. Söz ateştir kâri, yakar.
Fatih Duman
Fatih Duman
Kokoreç denilince artık aklıma tek bir şey geliyor... youtube.com/shorts/aMmcfzNZ...
Tayfun Turan

Tayfun Turan

@Samimibirmeyhaneyim
·
20 Nisan 00:37
Sen kokoreççinin kedisi. Ben sokak kedisi.
Artık, her sabah yalnız uyanıyorum. Uyanır uyanmaz aklıma gelmiyor öldüğün, sanki her sabah tekrar ölüyorsun. "Tekrar ölmek" çok şükür, olmayan bir fiil, ben icat ettim, yeniden ölmek anlamına geliyor. "Dirilmek” diye bir fiil var oysa.
Bir tır çarptı veya öldüm uyandım Hiç ben değilmişim gibi geliyor bana bu aralar
Reklam
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Edebiyat çok güçlü bir ifade biçimi gerçekten. Çok kaliteli bir roman okudum. Tadı damağımda kaldı. Sevdiğim romanlarda kahramanlar ölürse içimden ağlamak geliyor kendime o kadar yakın hissediyorum karakteri. Bazarov’un ölümü de beni gerçekten üzdü. Ama ölüm çok eski bir gerçek olmasına rağmen Bazarov’un ölümüyle bana da yeni gibi geldi.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,3bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Büyük beklentilere girmeye gerek yok. Çerezlik, romantik komedi tadındaydı. Doğal olarak, hızlı okunuyor böyle kitaplar. İçeriğini hiç bilmeden, araştırmadan okudum. Bilseydim okumazdım. Çünkü romantik komedi kitapları aşırı basit gibi geliyor ama meraklısı tarafından tercih edilerbilir mi? Evet.
Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi
Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama RehberiChristina Lauren · Yabancı Yayınları · 20211,720 okunma
Üstündeki uzaklığa bakılırsa, sesini kimsenin dinlemediği evlerden geliyor olmalıydı.
" İçimde söylemek istediğim çok şey var sanki. Çok büyük şeyler. Bunları ifade etmenin yolunu bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde duruyor ve sözcüsü olmam için feryat ediyor. Hissediyorum... ama anlatamıyorum... "
Sayfa 140 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ben tembelim, ben durduğum yerde pinekliyorum; ya sen? O da öyle. Biz, toptan biribirimize benziyoruz. Övüngenliğimiz de çabasızlığımızdan, daha doğrusu ca­hilliğimizden geliyor. Gerçek yeniye ulaşamayışımız da buradan geliyor. Araştırma gücümüz, çabamız olmadığın­ dan ona buna öykünüp duruyoruz. Bundan da bir şey çık­mıyor. Öykünmek, yeni sandığın bir şeye öykünmek yeni­lik değildir. Durmuş oturmuş geriden farkı yoktur. Belki de biraz daha kötüdür.
Bir tutam kültür?
Ben düşünüyorum ki, bu işler, kötü işler kültürsüzlü­ğümüzün başı altından çıkmasın? Bakın bu olabilir gibi­me geliyor. Gerçek bir kültürün eksikliğinden çıkmasın? Ne dersiniz? Ben bu işten çok şüpheleniyorum. Batı Batı dedikleri nedir biliyor musunuz? Bir tutam kültürle biraz makina. Bir de düşünce namusu. Bu düşünce namusu de­dikleri de epeyce önemli bir iş olsa gerek.
Yağmurun ardından Kar geliyor; Onun ardından sel... Bir şeyleri tamamlamadan Ölmek bana Zor geliyor.
128 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Bir hayat nedir?
l Ayfer Tunç'un kalemi. Ayfer Tunç'un kelimeleri. Ayfer Tunç'un insanları. Ayfer Tunç'un dünyası. Hayranlık, hüzün ve tatmin. Ne mutlu ki yollarımız kesişmiş, bir yazar ve okur olarak. Bir olay yaşandığı zaman olayı tek taraftan değil de iki tarafın da penceresinden görmek isteriz ya, işte Suzan Defter okura tam olarak bunu
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,7bin okunma
174 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir Adada Mütevazı bir Aşk Hikâyesi
Büyük oranda doğaya söz veren bir roman kendisi. Doğa ve o kültürün dini bir bütün olarak verilmek istenmiş gibi. Doğa betimlemeleri; özellikle de deniz, fener kulesi, dalgalar, kumsal manzaraları fazlasıyla var. Sanki tuzlu suyla sarmalanıyorsunuz okurken. Çok dingin bir atmosfer, ancak yer yer sıkıcı. Basit insanların basit hikâyesi çünkü.
Dalgaların Sesi
Dalgaların SesiYukio Mişima · Can Yayınları · 20221,612 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.