Ne kadar da yozlaştık ..
Müşterilerinden orta yaşlı olanı balık ekmeğinin fotoğrafını çekiyor, hemen arka fonda da dişsiz amca sırıtıyor. Gerçekten şaşırmamak işten bile değil! Sahi ne zaman bu kadar fotoğraf sevdalısı olduk, üstelik bu sayede her anımızı ölümsüzleştirmek adına bencilce yaşar olduk? Oysa insan bir kez olsun düşünmez mi o fotoğrafı paylaşırken, bulan var bulamayan var diye. Arkadaş listenden biri “bana ne kardeşim senin yediğin balıktan,” dese… Gerçi o zaman çare basit, onu arkadaşlık listenden silebilirsin, üstelik o sildiğin arkadaşınla tek muhabbet dahi etmedin, nereden tanıdığını ve ne zaman arkadaşlık listene eklediğini de bilmiyorsun. Terimlerimiz bile artık çok değişti; birbirlerinin telefonlarını inceleyen iki arkadaşın, “Seninki kaç mega piksel?” diye soruyor olması gibi. Eskiden olsa renkli mi renksiz mi, fotoğraf çekiyor mu ya da flaşlı mı diye sorardık. Derken dediklerimin temsilî resmi olan, ağzında sakız varmış gibi yayvan yayvan konu açan genç, “Ben fotoğraflarımı clouda yükleyeceğim, otuz iki gigabaytım nerdeyse doldu,” diye ekledi. Eskiden olsa filmdeki otuz altı pozun kaçının yanmadan çıkacağını düşünür, fotoğrafları saklamak için bir sürü albümler alırdık. Mum ışığında bakılan fotoğraflarımız vardı. Bir de şu selfie denilen çılgınlık yok mu, ne kadar yalnız olduğumuzun en büyük kanıtı. İnsan kendi fotoğrafını çeker mi hiç? Verirsin adam gibi birine çeker, ille fotoğrafçı olmasına da gerek yok hani.
Kimsesizler Postası
Kimsesizler Postası
Sen bir yere gidemezsin usta; 7 güzel adamın şiirleri bahtsız kalır ardına, Sen bir yere gidemezsin usta, Aliya'lar emanetini kime bırakır mahzun Mostar'ın kıyısında, Sen bir yere gidemezsin usta, ardında yeminli ah'lar kalır, Suriye'de bir yetimin saçları sızım sızım sızlar ellerin olmayinca, Kırlangıçlar göç mevsimini şaşırır, uzak ülkelerde
Reklam
Chapter 2
Dersin bitmesine ne kadar vardı bilmiyordum ama içimden hızlıca bitsin diye dua ediyordum. Resmen ölüy- "Hocam benim yerimi değiştirir misiniz?! Ben buraya Pelin'in kullandığı far paletinin adını öğrenmek için gelmedim." Ah,çocuk dayanamadı,haklı. "Sen sus be sana ne istediğimizi konuşuruz" diyip Ömer'e karşı çıkan Ada
Can Dündar Hayat ve Ben
Otuzbeşime bastım geçen hafta... İlk Yarı bitti: Hayat: 1... Ben: 0... Ama belliydi böyle olacağı... Nicedir başlamıştı belirtiler: Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" seslendiklerinde kuşkulanmışdım ilkin... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukda göründüğünü... Baktım lise fotoğrafları sararmış, sınıf
Dünyalık mı? Ahiretlik mi?
Bu aralar en çok düşündüğüm konulardan birisi bu oldu arkadaşlar.Biz Dünyalık mı yaşıyoruz, yoksa Ahiretlik mi diye? Bunun cevabı aslında çok basit : Çoğumuz dilde Ahiretlik yaşıyoruz.Gönülde ise Dünyalık.Neden mi böyle dedim? Önce iyiliklerimize bakalım.Yaptığımız iyiliğin büyüğü, küçüğü elbet olmaz.İyilik iyiliktir.Ama bir insana 50 liralık
Senden Sonra
Senden sonra çok yağmur yağdı. Çok insanlar geldi, anlatıp gittiler. Bir tarafımda eksik bir şeyler, her sızıda varlığını duyurdu. Senden sonra ruhum hep aksayarak yürüdü. Bu gurbetin bir gün biteceği hakikati içime ağır bir taş gibi çöreklenip kaldı. Hayatın daimi bir daüssıla, sevmenin özlemek olduğu bilinci ruhuma otağ kurdu. Senden sonra
Reklam
506 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.