Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hikayeci: Giovanni Boccaccio
"İsteğini yerine getirmemezlik edemem. Ama ikimizin de yaşamını kurtarmanın yolunu sen bulacaksın," dedi. Bunun üzerine genç kız şu karşılığı verdi: "Beni göz altında tuttuklarını biliyorsun. Odama nasıl gelebileceğini bilemiyorum. Onurumu lekelemeden buluşmamızın bir yolunu biliyorsan söyle, ne gerekiyorsa yapayım."
Sayfa 47 - Kafe Kültür Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2015, İstanbulKitabı okuyor
80 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Yazarımız 2 farklı hikayeyi ele almış. Bu hikayelerden bir tanesi merhamet duygusunu ve II.Dünya savaşından sonra halkın nasıl dağıldığını anlatan Ay Işığı sokağı, bir diğeri ise pişmanlık,utanç gibi duyguları işleyen Korkuydu. Korku hikayesinde genç bir kadının yaşadığı yasak aşktan sonra duyduğu pişmanlığı ve psikolojik bunalımı anlatıyor. Stefan Zweig her zaman ki gibi çok güzel tasvirde bulunmuş.
Ayışığı Sokağı
Ayışığı SokağıStefan Zweig · Aperatif Kitap · 201867bin okunma
Reklam
Görünüşler aldatıcıydı ve bana inanmamı öğütledikleri dünya, yalanlarla doluydu.
Gönlüm ölmüştü ve dünya bomboştu. Böylesi bir boşluk doldurulabilir miydi hiç? Korkuyordum.
Cem Karaca- Tamirci Çırağı
🎶🎶🎶 İyi Geceler Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar Elleri ak yumuk yumuk, ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avucum nasırları Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al
Bkz: Abdurrahman Peşaveri
Ben İngilizce gazetelerin siyasete kaçan kısımlarını tercüme eder, Mustafa Kemal Paşa’nın kâtibi Hayati Bey’in getirdiği telgraflar arasından Anadolu Ajansı veya Hâkimiyet-i Millîye gazetesi için lâzım olan parçaları keser, bundan başka da, Mustafa Kemal Paşa’nın diğer muhaberatına ait yazıları hazırlardım. Burada Afganistan’dan bize gelmiş olan Abdürrahman adında bir genç Afganlı da bana yardım ederdi. Abdürrahman, Balkan Harbi esnasında Türkiye’ye gelmiş, tâbiiyetimize girmiş, Birinci Dünya Savaşı’nda bizim orduda hizmet etmişti. Ondan sonra da Rauf Bey ile beraber Erzurum’a gitmiş ve artık Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhından ayrılmaz olmuştu. Bir parmağıyla fakat başarıyla, yazı makinesini kullanır, bundan başka da iş görmezdi. Bununla beraber, çok idealist, aynı zamanda Pan-İslâmist olduğu için, her şeyi o bakımdan muhakeme ederdi. Benim için onu tetkik faydalı oldu. Çünkü, Hindistan’da Aligar Üniversitesi’ nin mahsulü olan bu adam, bana Hint psikolojisinin nasıl bir sabit fikir hâlinde her şeye Müslümanlık noktasından baktığını öğretti.
Reklam
"Önce şunu söyleyeyim:Vaatlere inanmamalısınız. Dünya vaat doludur: zenginlik, günahlardan kurtuluş, bitmeyen aşk. Her şeyi vaat edebileceklerine inanan insanlar vardır:Kimileri de-sizin gibi-kendilerine güzel günler vaat eden her şeye gözü kapalı inanırlar.Bir şey vaat edip sözlerini tutmayanlar sonunda kendilerini güçsüz ve öfkeli hissederler. Aynı şey, vaatlere gözü kapalı inananlar için de geçerlidir. "
Yaprak kuma direniyor, çöle gül. Yeryüzüne direniyor asuman.
Reklam
Gecenin örtüsünü sıyırıp yüreğimden Ayağa kalkmalıyım.
Yüzü yüzümüze vurur renklerin Nereye dokunsak inci ve mercan.
Kitaplardan buluyorsun dağları Bırakıyorsun omuzlarıma.
Sen bu havaları bilmezdin oysa Bir yerden bir yere göçerdin her gün.
Ayağa kalk, uzan göklere biraz. Dünya tozlarını at üzerinden.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.