İradenizin kuvvetiyle başa çıkarmak istediğiniz işin tatbiki kabiliyetini mukayese ederken yaptığınız hesapta yanıldınız. Evet, zannettiniz ki deniz içilmekle biter. Eslafmızın planını daha büyük bir şiddet, bir ünf ve sürat ile tatbike koyuldunuz. 1925 ihtilali patladı. Şeyh Sait merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, sar'alı ölüm dakikaları geçirdi. Yine en ön safta namaz kılmanız icab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz. Şeyh Said Cennet mekanı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden müslüman düşmanı bir mürted halinde gösterdiniz, ve biçare Kürtleri iğfal ettiniz. Kürtleri Kürtlere kırdırtmak suretiyle ve mühim fedakarlıklar pahasına hadisenin önüne geçtiniz. Salonlarından doğrudan doğruya darağaçlarına gidilen İstiklal Mahkemelerini Kürt mefkure-i milliyesine, Kürt istiklalcilerine açtınız. Bilmem bil iltizamını, yoksa bir tesadüf eseri midir? Diyarbekir İstiklal Mahkemesi heyetini bir sinema salonunda içtima ettirdiniz ve Kürt meselesinin bu kanlı filmini sureti mahsusada gönderilmiş aktörlerinize çevirttiniz. Hadisede hiç medhali olmayan birçok kimseleri yalnız Kürt oldukları için kanlı filminize kurban ettiniz. Mazlumiyeti cezalandırdınız. Mamafi sunuda itiraf eylemeliyim ki milletlerine hıyanetle size hizmet eden "kardeşim, ... ağa" ların bir çoğunu da sinema salonundan dar ağaçlarına göndermek suretiyle bizler hesabına icrayı adalet ettiniz. Bu haraketinizi Kürtlüğe hizmet şeklinde kaydelemekliğime müsade buyurunuz.
Sayfa 22
2. Tanzimat sonrasından bahsediyor - 10 Temmuz (23 Temmuz)1909
Hatırımda kaldığına göre 10 Temmuzun ikinci senei devriyesi henüz idrak olunmamıştı. Bir gün Şehzadebaşında bir tiyatro binasında mühim bir konferans verileceğini edebiyat öğretmenimizden öğrenmiş ve bu gibi şeylere meraklı birkaç arkadaşımla konferans mahalline gitmiştim. Sahneye iki adam çıktı. Biri Yusuf Akçora Bey idi. Arkadaşını bize takdim
Sayfa 17
Reklam
Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
"Sizler, Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.” Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk
Az sonra Kurmay Binbaşı Cemal Bey (Cemal Paşa) bu yorgun ve solgun yüzlü, fakat sakin görünüşlü genç kurmayı Rauf Beye tanıtır: — İşte sana bahsettiğim arkadaşım Kolağası Mustafa Kemal
Sayfa 374
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
"biz unutkan bir ulusuz. olanları bitenleri çabuk unuturuz. bugün yarın kanlı olaylar için yas tutarız, sonra, daha önceki olaylar gibi bu son kanlı olay da unutulur." Demiş Uğur Mumcu ___ umag'ın unutmayalım unutturmayalım sloganıyla birlikte düşünceleri faili meçhul cinayetlerde katledilenleri anarken hatırlattığı dize ve kitabın
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Vurulduk Ey Halkım Unutma BiziUğur Mumcu · Uğur Mumcu Vakfı Yayınları · 1996176 okunma
Reklam
''Sizler, Yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir... ''
KUR'AN AYETLERİNİN SAYISI
Said Nursi: "Kur'an... ondört asır müddetinde her dakikada altıbin altıyüz altmışaltı ayetleri, kemâl-i ihtiramla (kusursuz saygı ile) hiç olmazsa yüz milyondan ziyade insanların dilleriyle okunuyor."(1) Keskinoğlu da şöyle demektedir: Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazılarınca daha azdır. Çünkü mukattaatı bir ayet
Sayfa 85 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
343 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitabın yazarı Hanri Benazus'la ilgili birkaç bilgi vermek isterim. 1930 yılında İzmir'de doğdu. Babası milli mücadele yıllarında Basmane gar katipliği yapan bir kuvvaciydi. Kökleri Sefarad Yahudiliğine dayanır. 1937 yılında Nazilli basma fabrikasının açılışı dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ü karşılayanlar arasında babası ve
Yaşamın İçinden Atatürk Anıları
Yaşamın İçinden Atatürk AnılarıHanri Benazus · Bizim Kitaplar · 201536 okunma
Böcüzâde Süleyman Samî'nin anılarından
" Öte yandan Anadolu son derece sahipsiz ve vakimsiz duruma düşmüştü. Vergi tahsil etmeye gelen memurlar sık sık keyfi hareket ediyordu. Savaşlar nedeniyle genç erkek nüfus Yemen'e, Karadağ'a ve Girit'e gönderildiği için geride kalan yaşlılar tarlalara yetişemiyordu. Sarayın Ramazan ve bayram günleri de tahsisatı için büyük paralar gerekiyor ve halk bu tahsisatı sağlamada güçlük çekince kimileri hapse atılıyordu. Böcüzâde anılarında o günleri anlatırken " Çok zaman gözyaşları dinmez, para darlığı bitmez oldu" diyordu.
Sayfa 24 - MasakitapKitabı okuyor
Reklam
Hangi şehir şaraba benzer? Paris. İlk bardağı içersin buruktur, ikincide dumanı vurur başına, üçüncüde mümkünü yok masadan kalkmanın Garson bir şişe daha getir! Ve artık nerde olsan, nereye gitsen
Sayfa 1652Kitabı okuyor
Ah yaaa, nolurdu şu 1920 de falan yaşıyor olsaydım... Kuva-yi Milliye, Kongreler, bir ülkenin yeniden ayağa kalkması... Tartışmalar bile belli bir seviye ve üslupla... Ve tabiki zamanın tüm akıllı genç kızları gibi Mustafa Kemal Paşa'ya aşık olmak...
Resim