"çünkü" dedi, "artık insanlarla işim bitti."
yine de şairin maaşını üç ayda bir ödemekteydi.
böylece otuz yaşında ya da o civarda, bu genç beyzade hayatının sunduğu her türlü deneyimi yaşamanın yanı sıra hepsinin değersizliğini de görmüştü. aşk ve yükselme hırsı, kadınlar ve şairler, hepsi aynı ölçüde boştular. edebiyat bir güldürüydü. greene'in sayfiyede bir soyluyu ziyaret kitabını okuduğunun ertesi gecesi büyük bir ateş yakıp tam elli yedi adet manzum eserini buna atmıştı; yalnızca pek kısa olan çocukluk düşü "meşe ağacı"nı saklamıştı. artık güvendiği iki şey kalmıştı: köpekler ve doğa; bir tazı ve gül ağacı. tüm çeşitliliğiyle dünya, tüm karmaşıklığıyla hayat işte buna indirgenmişti.
Beyaz bir buluttan birgün ansızın..
Bir karanfil düştü parmaklarıma.
Gözlerine kuşlar doldu bir kızın
Elleri karıştı ırmaklarıma..
Islak bir yürektir bende karanfil
Ruhum,kokusunun dilencisidir..
Haşim,bu bir alev damlası değil
Büyük yangınların habercisidir..
O kızıl bir deniz bense tenhayım
Onda umut,bende yalnızlık büyür..
Ne dünya sonsuzluk,ne ben dehayım,
İçimde sadece şairler uyur..
Bütün şiirleri söyleyen benim
Bütün çiçeklerin adı Karanfil
Her akşam bir yaprak olur kefenim
Haşim, bu bir alev damlası değil.
Nurullah Genç
Agamemnon Khryseis'in, hizmetçisi ve metresi olarak ömrünün sonuna kadar sarayında kalmasını arzu eder. Onu babasına iade etmek zorunda kalınca "güzel yanaklı" Briseis'i Akhilleus'tan çekip alır, ama IX. bölümde söylediği gibi "kadınlar ile erkekler arasındaki birleşme" [IX, 134] yaşanmamıştır aralarında. Kölelerin çoğu Khryseis ve Briseis de savaş ganimetidir. Tekrar edelim: Akhalar cenahında meşru eş olan tek bir kadın yoktur. Bir gün Homeros metinlerinde demografi incelemesi yapmak isteyen genç bir akademisyen beni ziyaret etmişti. Ona Homeros'un on yıllık kuşatma boyunca Akhalar tarafında tek bir doğumdan bile söz etmediğini belirtmek zorunda kalmıştım. Başka epik şairler, özellikle de tragedya şairleri bu açığı dolduracaklardı.
Şiir her zaman benim için çok özel ve ayrı bir yerdedir.Ama bazı şairler ve şiirleri vardır ki tam bu dersin o uçsuz bucaksız derin his seni öyle bir içine çeker kii ordan bidaha çıkmak istemezsin. Nurullah Gençin kitapları da tam olarak öyle.. Öyle derin öyle anlamlı ki.
youtu.be/BkrKKU5BGEo?si=...
Nurullah Genç
Karanfil
Beyaz bir buluttan birgün ansızın..
bir karanfil düştü parmaklarıma.
gözlerine kuşlar doldu bir kızın
elleri karıştı ırmaklarıma..
ıslak bir yürektir bende karanfil
ruhum,kokusunun dilencisidir..
haşim,bu bir alev damlası değil
büyük yangınların habercisidir..
o kızıl bir deniz bense tenhayım
onda umt,bende yalnızlık büyür..
ne dünya sonsuzluk,ne ben dehayım,
içimde sadece şairler uyur..
bütün şiirleri söyleyen benim
bütün çiçeklerin adı KaRaNFiL
Haşim
her akşam bir yaprak olur kefenim
haşim, bu bir alev damlası değil.
Politikacıların sanata karışmalarını sevmiyordu. Bir anısını anlattı. Devrimin ilk yılları. Moskova'da bir resim sergisi açılmış. Sergiye Lenin'i de çağırmışlar. Orada genç şairler de varmış.
Lenin'e Mayakovski'yi seviyor musunuz diye sormuşlar.
Lenin boynunu bükmüş. Tabii demiş ama ne de olsa ben biraz yaşlıyım, şiirlerini pek anlayamıyorum. Ben Puşkin'i seviyorum.
Vaay... Nasıl olur! Mayakovski ha?...Şairler böyle söyleyerek yürür.
Lenin de, canım ne yapayım, anlayamıyorum işte, Puşkin'i daha çok seviyorum, onu anlıyorum... diyerek geri geri gidermiş ta serginin kapısına kadar. Lenin bu, koca Lenin. Davranışının büyüklüğü kadar o zamanki şairlerin içtenliği bile güzel.
Denizin Son Martıları/ Nurullah GENÇ
Cümle İslam aleminin Ramazan bayramını can-ı gönülden tebrik ederim.
Bir önceki paylaşımımda söylemiştim tekrar edeyim, Ramazan ayı benim için çok özel çok güzel ve çok verimli geçti. İnsanın zaman zaman manevi anlamda içine dönük okumalar yapması gerektiğini net anladım. Ramazan ayı da bir nevi öyle bir
Aldatmak, en şiddetli zulmü bile ağlatır
Bu çöl kalır her deprem sonrası ellerimde
Bir yüzün kalır
Yüzün ki bir yanında yükselir sıradağlar
Bir yanında şairler yalnızlığı anlatır.../Syf.12
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Şiirin hayatında önemli bir yer tuttuğuna işaret ederek, "Şiirle iştigal etmesem ölürdüm. Şiir içten gelen bir şeydir" dedi.
DUVAR - 'Anemon', 'Saatler / Geyikler', 'Kadınesk' adlı eserlerin de aralarında bulunduğu çeşitli kitaplara imza atan şair Lale Müldür, şiir yolculuğunu ve şiirin hayatındaki önemini