Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçinde bulunduğumuz uygarlık yaklaşık 10 bin yıllıktır. Bunun öncesinde savaş yoktu. Savaş bu uygarlığın yan ürünlerinden biridir. Doğadaki hiçbir şeyi sahiplenmeden yaşayan insan yaklaşık 10 bin yıl önce sınırlar çekerek mülkiyet edinmeyi ve toprağı büyük emekler verip işlemeye başlayınca savaşmak için de bir neden ortaya çıkmıştı.
Asklepios, Evcilleştirme ve Hastalıklar
Sağlığın tanrısı olur mu demeyin, antik çağdan itibaren sağlık inançla ilişkili görülmüş, her türlü hastalığın tanrılar tarafından gönderildiğine inanıyorlardı. Bunun nedeni oldukça basitti. Uygarlığa geçtikten sonra tarım ve özellikle hayvancılık faaliyetleri insanların daha önce tanımadığı bir takım hastalıkları da beraberinde getirmişti. Bu hastalıkların bazıları kızamık, tifo, veba ve grip gibi salgın hastalıklarda nokta kitlesel ölümlere yol açtığı için başlangıçta bunları tanısal bir ceza gibi öngörmüş olmalıydılar ki sağlıktan sorumlu bir tanrı düşlemişlerdi. İnsanlar hayvanları evcilleştirip evlerine yakın yerlerde bakmaya başlayınca, onlarla birlikte eve taşınan bazı mikroplar insan sağlığını tehdit eder hale gelmişti. Birkaç bin yıl sonra ticaretin de başlamasıyla insanların denizaşırı yolculuklara çıkması bu hastalıkların küresel ölçekte yayılarak etkili olmasına yol açmıştır.
Sayfa 79 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
Hitler fanteziyi gerçekliğe tercih ediyor, narsistik, yani adeta kendine aşık bir şekilde, aldığı kararları kendine has bir "altıncı his"le aldığını iddia ediyor ve bu kararlara karşı çıkılmamasını istiyordu.
Her birey kendini oluşturdukça, toplum kendisini de kapsadığına göre, toplumu da değiştirir. Bu da bireye büyük bir sorumluluk yükler… Tek başına hareket eden bireyin etkisi açıktır ki zayıf kalır. Toplumu etkilemek, toplumu değiştirmek istiyorsa, kalabalıklaşmak zorundadır. Bunu gerçekleştirmenin en etkili yolu da, ortak değerler paylaşan bir toplumsal ilişki ağının parçası olmaktır.
Sayfa 75 - yordam kitapKitabı okudu
Örneğin ben gençken, çalışan kazanır diye belletmişlerdi bize. Gözümün açılması için, çalışanın değil çalıştıranın kazandığını keşfetmem gerekti. Çok büyük başka bir yalan da, hepimizin aynı gemide olduğumuzdur. Oysa her sınıfın gemisi başkadır. Toplumsal konuları anlamak istiyorsan, sınıfsal düşünmeye alışmalısın.
Sayfa 46 - yordam kitapKitabı okudu
"Artık 'tek dünya' var ve bütün mesele 'uyum sağlamak'!.. Tabii 'tek dünya' söz konusuysa eğer, ona da 'tek düşünce' yakışırdı... Öyleyse söz konusu olan 'kalkınma' değil 'uyumdur'..."
Reklam
"Kapitalistler kâr için insanların yaşamına saldırıyor, devlet saldıranı koruyor! Bu hep böyledir. Zaten devletin varlık nedenlerinden biri de zenginleri, mülk sahiplerini yoksullardan korumaktır... Üstelik yapılan bu yağma ve talan bir de 'büyüme', 'kalkınma', 'ilerleme', 'muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma' adına meşrulaştırılmaya çalışılıyor..."
"Eğer bu dünyada petrol çıkaran 90 şirket, 1751-2010 arasındaki CO2 ve metan gazı emisyonunun %63'ünden sorumluysa -ki öyledir- faturayı işçilere, ücretlilere, yoksullara, yeryüzünün lânetlilerine kesmek yakışık alır mı?"
“En basit tanımıyla yabancılaşma, insanın kendi eseri olan ürünlerin, yapıların ve ortamların insanın kendi isteği ve iradesi dışında onun üzerinde bir tür baskı yaratması, onun alanını daraltması demektir.”
Pierre Bourdieu: Obskürantizm (bilmesinlercilik) geri döndü, ama bu kez akılcı olduğunu iddia edenlerle işimiz var.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Ve işsizlerin varlığı, çalışanlara düşük ücretleri, uzun çalışma sürelerini ve kötü çalışma koşullarını kabul ettirmeyi kolaylaştırıyor."
Sayfa 96 - Yordam kitap
Marx'ın ayırt edici özelliklerinden biri geleceğin toplumuna ilişkin ayrıntılı betimlemelerden, "şu şöyle olacak bu böyle" gibi anlatılardan titizlikle kaçınmış olmasıdır. Engels'le birlikte Marx kimi temel yapıtlarında kapitalizmden sosyalizme, komünist toplumun ilk evresine geçiş sürecinin belli başlı adımları üzerinde durur, ama daha ileri evreye ilişkin pek az şey söyler.
Yordam Kitap - Eşitlik, Özgürlük ve Sosyalizm
Sosyalizmdeki hümanizmin bir özelliği, insanlık tarihi açısından belirli bir "ilerleme" fikrine sahip olmasıdır. Sosyalizm bu anlamda "tarihselci" dir. Dolayısıyla, insanlık tarihinin kendisinden önceki kazanımlarını ve ilerlemelerini reddetmez; bunları daha öteye taşır ya da senin dediğin gibi "üstüne koyar."
Yordam Kitap - Sosyalizm: Temel Ayrımlar
Bir ekonomi yılda %3 oranında büyürse 23 yılda, %5 büyürse 14 yılda milli gelir ikiye katlanır. Peki dönemin sonunda herkesin durumunda aynı oranda bir "iyileşme" olur mu? Asla olmaz, ama öyle bir izlenim yaratmak için burjuva iktisatçıları ve politikacılar müthiş bir çaba içine girer… İdeolojik kölelik işte böyle bir şeydir…
Sayfa 139 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Her şey ortada; bu felaket tablosunun gerisinde kapitalizm var. Onun sınırsız büyüme, genişleme eğilimi ve dinamiği, kör mantığı var. O zaman doğrusunun antroposen değil, kapitalosen -yani kapitalizm merkezli- olması gerekiyor… Dikkat ettiysen, burunlarından kıl aldırmayan "uzmanlar", televizyon ekranında saatlerce iklim krizini tartışıyor ama ağızlarından hiç kapitalizm kavramı çıkmıyor! Asıl faili, suçluyu işaret etmekten, asıl söylenmesi gerekeni söylemekten ısrarla kaçıyorlar. Hem kapitalist sistemin tüm yıkıcı, yok edici, kirletici sonuçları her seferinde daha büyük ölçekte yeniden üretilmeye devam edecek hem de atmosferin ısınması, ekolojik yıkım durdurulacak… böyle bir şey mümkün değildir!…
Sayfa 49 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.