Her şey aşka kayık olmak, aşkı hak etmek içindi. Sabırla ve titizlikle.
Çerçeve boştu; ama önemi yoktu bunun, portre nasıl olsa ortaya çıkacaktı, sevgili elbette gelecekti. Bir tek kız arkadaşı olmadığı, olmayacağı ve olması için bir şeyler yapmadığı ve yapabilecek durumda bulunmadığı halde hep inanmıştı buna. Daha doğrusu bir inanç bile değildi bu; en kesin gerçeğin kavranışı gibi bir şeydi: Belli vakit gelecek, gün doğacaktı.