Shshhshshsh
Devamında — bir bütün yığın, aslında –itiraf etmek de gerek ki— kolejli kızımız tarafından sayfaları açılmamış ve okunulmaya başlanılmamış, çekmecenin dibine öylece atılıp unutulmuş, sayıları üç yüzden ya da dört yüzden az olmayan, minik minik, bugün için sıradan şiir kitabı. Üzerileri en bir gayretli şekilde kızdan okunmayı talep eden, okumaya
Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.
Bediüzzaman Said Nursî
Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.
Bediüzzaman Said Nursî
Mâsum yavruların körpe dimağları, daha küçücük yaşta türlü desiselerle kirletilmekte, din ve maneviyet yerine, tamamen materyalist bir ilim ve görüş aşılanmakta.
Şu halde, dünü ve yarını düşünmekten ziyade, esas gayemiz, içinde yaşadığımız bu günün kıymetini bilerek, onu değerlendirmek olmalıdır Allah (C.C.) yolunda....
Allah yolunda yürüyen bir varlığa kimse bir şey yapamaz.
Davacı olduğumuz büyük suçlu, hiç şüphesiz ki, bu şânı yüce milleti benliğinden kopararak türlü sinsi taktiklerle bugünkü izmihlale sürükleyen bir avuç bedbaht, putlu azınlıktır!...
Evet, ümitvâr olunuz! Şu istikbal inkılâbı içinde en gür seda: İSLAM'ın sedası olacaktır!...
Bediüzzaman Said Nursî
Yürüyor ve düşünüyordum... Anaların, babaların üstüne titriyerek yetiştirip, Anadolu'dan yüksek tahsil için İstanbul'a gönderdikleri bu genç kız (!) lar da yarının anneleri olacak... Ve memlekete hayırlı (!) evlatlar yetiştireceklerdi.
Yürüyor, fakat artık düşünemiyordum...
Gençlik şimdi daha beter...
Arkalarından yürüdüğüm için esasen hızlı ve aşikâr olarak konuşmalarını istemememe rağmen duyuyorum:
⟨Sen de çok aptal kızsın vallahi Sema... Çocuk öldü, bitti ayol! Ona göre hava hoş. Etrafındaki kızları görüyorsun. Sen kendine edersin kızım... Kabul et, dalganı geçmeğe bak. Baktın ki hoşlanmadın, bırak. Ben Erol'a ne yaptım? Su sıkınca, vurdum tekmeyi. Üzüldü mü? Ne gezer... Bin kişi ile fink atıyor. Bak, şimdi Doğan'dan çok memnunum doğrusu. Her gün bir yer... Böyle olacaksın, kızım...⟩
Daha fazla dinleyemedim ve koşar adımlarla yanlarından geçerek, ağaçların arasından dar bir yola saptım.
Dönüşte Bayezid'deki tarihi fakülte kapısından girerek, arka tarafa açılan merdivenli kapılardan çıkmak üzere üniversite bahçesinden geçiyordum. Hemen önümdeki iki fakülteli kız, kol kola girmiş, en mahrem konuları açıkça ve en yüksek sesle konuşup. gülüşüyorlardı. Mini etekleri, balık ağını andıran file çorapları ve başlarındaki komik kasketleri ile ne derece gülünç olduklarını düşünme kabiliyetinden uzak oldukları belli!
Maarif sistemi bozuk olursa, o millet baştan ayağa bozuk demektir. Misal mi? İşte ahlâki buhranlar içinde kıvranan, bocalayan zavallı gençliğimiz!
Kulaklarımda her an okuduğum eserlerin
( 
Risale-i Nur ) müellifinin benim hislerime tercüman olan şu sözleri çınlamaktaydı:
‹‹Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım, yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Bediüzzaman Said Nursî ››
İşte bu sözler beni âdeta yerimde oturamaz hale getirmişti. Bir şeyler yapmalıydım.