264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Fikret Madaralı'nın Tonguç Işığı kitabının ardından okuduğum Mustafa Gazalcı'nın Eğitimde Dinci Çember kitabı iki dönemi eğitim alanında karşılaştırma açısından çok ilginç oldu benim için. Bir yanda genç Cumhuriyet'in eğitime bakış açısı ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, diğer yanda olgunluk çağında olmasını beklediğimiz Cumhuriyet'in eğitime bakış açısı ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik... 2002-2007 yıılları arasında TBMM'de Denizli Milletvekili olarak görev yapan Mustafa Gazalcı, TBMM Milli Eğitim Gençlik, Spor ve Kültür Komisyonu üyeliği yapmış bir eğitimci. Görev yaptığı bu süre içinde verdiği soru önergelerinin ve verilen / verilmeyen cevapların da yer aldığı bu kitabı herkese öneririm.
Eğitime Dinci Çember
Eğitime Dinci ÇemberMustafa Gazalcı · Bilgi Yayınevi · 20083 okunma
Manasız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk çağına hazırlanmaktan başka nedir?
Kapra Yayınları
Reklam
İslam insanı arzu ve fitrî meyilleriyle birlikte, olduğu gibi ka- bul eder. Hıristiyanlıkta olduğu gibi bu arzu ve meyillerin tama- men sökülüp atılmasını istemez. Lâkin bu arzu ve meyilleri ya- ratılış hikmeti doğrultusunda terbiye ederek ferdin ve toplumun maslahatını gerçekleştirir. Farz olarak öyle bir dereceyi ister ki, onun altında artık insanî bir yaşayış mümkün değildir. Bu seviye- nin üzerine yükselmeyi ise farz olarak değil, nafile olarak ister. Hiçbir zaman nefislere baskı yapmaz ve hayattaki cinsî duygula- ri hakir görmez. Yahudilik enaniyet, hırs ve şehevî hislere gem vuramamasıyla beşeriyetin çocukluk devrini, Hıristiyanlık hayal ve rüya âleminde dolaşmasıyla gençlik çağını temsil eder. Müslü- manlık ise bu devreden sonra gelen olgunluk devrini temsil eder ki, o her şeyi kendi asliyetine uygun kılar. Ne tamamıyla dün- yaya bağlanır ne de tamamen dünyadan kopup ahirete yönelir. Bilâkis bir ölçü ve ahenk içerisinde dünyadan da ahiretten de na- sibini alır. Böylece Hıristiyanlık hakiki vazifesini yerine getirme- ye çalışan fakat devamlı olması mümkün olmayan bir nizamdır.
Sayfa 199 - Tahlil YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın,diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler.Çocukluğumuz üzerine kabus gibi çöreklenenler,bilinçli yıllarımızı elimizden alamayacaklar,kendi çaresizlikleri sıkıntıları-bize kendi mutluluklarını çok görerek -tepemize atamayacaklar.Ben kimseye acımıyorum..
Sayfa 31 - YKY
Günün Pasajı
Attığımız her adım, söylediğimiz her söz, yazdığımız her sözcük gelip bize döner. Bizi inşa eder belki de. İlhan Selçuk, "İnsan ömrünü bir taşı yontmakla geçirir ve sonunda kendi heykeli çıkar ortaya." derken bundan bahseder. Tokmağı her vurduğumuzda, hatıralarımız toz olacak ve biraz daha değişeceğiz . Her sabah yeni bir biz doğacak!..
Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz, oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür; yaşamın bu iki evresi arasındaki tüm ayrım buradadır.
Reklam
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.