Bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Mutlu olmayı bilmediğimiz için başkasının mutsuzluğundan medet umup, oradan kendimize bir mutluluk kırıntısı çıkarmaya uğraşıyoruz. Bu Pislik Ayhan'a özgü değil, genel bir kirlilik.
Kurtuluş Savaşı’nda bir kolunu kaybetmiş olarak İstanbul’a dönen Yüzbaşı Celal, işgal altındaki şehrin manzarasına ve insanlarına tahammül edemez, burada boğulur gibi olur. Alabildiğine kötümser bir hava içinde biraz nefes alabilmek için Anadolu’ya sığınmaya karar verir.Gideceği yer olarak emir eri Mehmet Ali’nin köyünü seçer.
Seçer ama, Ahmet Celal burada da büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşır. Köy baştan başa yoksulluk, kirlilik, gerilik ve cahillik içindedir.Köylü, Salih Ağa gibi zorbaların, Şeyh Yusuf gibi tamamen cahil şeyhlerin elinde, oynatılmaktadır fakat bunun farkında bile olmamaktadırlar.Köylü Çolak (sakat) subayın ısrarla kendilerine yönelme çabasını boşa çıkarırlar kendilerine bir türlü yaklaştırmak onunla yakınlaşmak istemezler . Kendisine çevrenin dilinde “yabancı” demek olan “yaban” adını takarlar.
Kitap genel olarak akıcı bir kitaptı başlarda biraz ne olduğunu anlamasamda ilerledikçe bayağı sürükleyici olduğunu düşünüyorum.Bence kitap okurların ilk okuması gereken kitaplar arasında olmalı. İyi okumalar.
Mutlu olmayı bilmediğimiz için başkasının mutsuzluğundan medet umup , oradan kendimize bir mutluluk kırıntısı çıkarmaya uğraşıyoruz . Bu Pislik Ayhan'a özgü değil , genel bir kirlilik.
Ömür geçti gitti, bir daha onu geri getiremezsin.
Nikolay bir gün hastalanır ve işini bırakmak zorunda kalır. Tüm varlığını hastalığı uğruna harcar. Daha sonrasında elinde bir şeyi kalmayınca ailesiyle birlikte köyü Jukova’ya gider.
Cehov'un ilk okuduğum eseri değildi. Genel olarak kalemini beğendiğim ve ne yazsa okurum dediğim bir yazar. Anlatmak istediklerini çok başarılı bir şekilde yazıyor. Bu kitapta da yoksulluk, açlık, hastalık, kirlilik, hırs ve kötü yaşam ile sosyal ve siyasi noktalarda bir çok şeyi anlatıyordu.
Kalemini sevdiğim bir yazar ve kitabını da severek okudum. Sonu dışında beğendiğim bir eser oldu. İçeriği, anlattığı şeyler güzeldi. Akıcı bir dili vardı. Yazarın okuduğum her kitabı gibi bunu da tavsiye ederim.
MujiklerAnton Çehov · Can Yayınları · 2021525 okunma
Mutlu olmayı bilmediğimiz için başkasının mutsuzluğundan medet umup, oradan kendimize bir mutluluk kırıntısı çıkarmaya uğraşıyoruz . Bu Pislik Ayhan'a özgü değil, genel bir kirlilik.
Uzun zamandan üzerinde çok tartışılan, çocuk edebiyatının ölümsüzleri arasında yer alan bu eseri okumayı istiyordum. Ne yalan söyleyeyim. İçerisinde Atatürk'e hakaret edildiği iddiasını duyunca okumak için ayrı bir motivasyon da hissettim. Zira bu bir çocuk edebiyatı eseriydi ve içerisinde böyle bir karalamanın olması gereken son kitap türüydü.
DİKKAT! BOL BOL SPOİLER İÇERİR.
(Cümle sonlarındaki ayetleri incelemenizi öneririm.)
Kitap islamın kadına bakış açısını ve ona layık gördüğü konum üzerinde durmuş. Benim kitaptan bahsedeceğim konuları genel olarak maddelere dökecek olursak :
- Dönemine göre kadına bakış açısı. (Yüzeysel bir şekilde)
- İslamda kadının yeri.
- Kadınların dinen ve
... bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.