Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültür Eleştirisi ve Toplum
''Yaşam kendini şeyleşmenin ideolojisine dönüştürmektedir - yani bir ölü maskesine. Bu yüzden eleştirinin görevi de kültürel görüngülerin karşılık düştüğü belli çıkar konumlarını saptayıp açığa vurmaktan çok, bu görüngülerin ne gibi genel toplumsal eğilimleri ifade ettiği ve hangi güçlü çıkarların gerçekleşmesini sağladığını deşifre etmek olmalı, kültür eleştirisi toplumsal fizyonomiye dönüşmelidir.''
Çiftçiler genel olarak yağmura göre ve kurak iklim koşullarına uygun bitkileri yetiştirirken, sömürgecilikle birlikte bunun yerini mono kültür tarımı denilen ve tek ürün, suni gübre, tarım ilacı, sürekli, bol suya ve makineleşmeye dayanan bir tarım biçimi aldı. Bu tür tarım geniş arazilere ve barajlara dayanan bir sulama biçimine gerek duyduğundan, Batı dünyası dışında başardı olamadı.
Reklam
Kültür ve Ana Babalık - Çiğdem Kağıtçıbaşı
Nihayet ana baba-çocuk etkileşiminde çocuğun da etkin olduğu artık genel kabul gören bir husustur. Bu ilişki, gerçekten de tek yönlü değil, "karşılıklı” bir etkileşimdir. Çocuk, salt başkalarınca şekillendirilen bir hammadde değil, ana baba-çocuk dinamiğini bir dereceye kadar oluşturandır. Özellikle yaşın ilerlemesiyle, çocuğun bu dinamiği etkileyici rolünün de güçlendiği açıktır.
Sayfa 67 - Koç Üniversitesi Yayınları
Türkiye’nin yaşadığı hızlı sosyal değişim yaşam sorunları olarak ofislerimize yansıyor. Popüler kültür bir el çabukluğuyla buna da çözüm buluyor ve özgürleşme ideolojisi şırınga eden pop psikoterapistler, insanlara anlık çözümler sunuyorlar. Zincirlerini kır, bağlarını kopar, özgürleş, rahatla! Pop psikoterapistler kendi yaşam biçimlerini ya da anlayışlarını bilimsel bir jargonla sarıp sarmalayarak müşterilerine servis edebiliyorlar. Yaşam hakkında şuradan buradan edinilen hakikat kırıntıları terapinin malzemesi olabiliyor. Pop psikoterapi, ’sev’, 'anlayışla k-arşıla', 'kendini gerçekleştir', 'hayatını yaşa' gibi genel geçer düsturlarla bir yaşam biçimi terapisi yapmaya sıvanıyor.
Sayfa 31
Satı Kadın : “Yine Atatürk’ün önerisiyle, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığı 1934 yılından sonraki ilk genel seçimlerde adaylığını koydu ve meclise giren ilk on yedi kadından biri oldu.”
Sayfa 15 - KarakargaKitabı okudu
Ejderha ve İnce Memed
Ali Sefayı öldürünce dağa kaçmış. Ali Sefa çok zalim bir adammış. Köylüye kan ağlatıyormuş. İnce Memed de onu gözbebeklerinin vurmuş, dağa kaçınca candarmalar ona pusu kurmuşlar, İnce Memedi de vurup atından düşürmüşler. O atı da onu almış, dişleriyle candarmaların arasından çıkarmış. Candarmalar ata kurşun yağdırmışlar ama, vuramamışlar. O at afsunluymuş, ona hiç kurşun değmiyormuş. At da almış onu dağın tepesindeki bir mağarasına götürmüş. Çıkmış dağın kayalık doruğuna, oradan kişnemiş, kişnemiş. Bir kanatlı ejderha inmiş bir ak bulutun içinden... At sevinmiş, onu mağaraya götürmüş. İnce Memed ejderhayı görünce korkmuş. Ejderhadır, onun yaralarını kırmızı dilleriyle yalamış, dokuz tane, dokuz yalımdan dili varmış. O saatte hemen İnce Memedin yaraları iyileşmiş. Benim Yörük kocasından duyduğum bu. Yalan mı? ------- O. N: İnsan şunu okuyunca ister istemez, LOTR ve GOT un ejderhalı sahneleri geliyor aklında. O teknik imkanlarla biz bu kitabı çekebilseydik dizi yada film olarak. Ki ana tema da çok genel bir toplumsal durumu işaret ediyor. E mekanlarda duruyor Anavarza Kalesi, Vay vay köyü. Yok ama bize uyduruk askeri diziler ve zengin kız fakir olan edebiyatı yakışır. Bide fantaziye dönüşmüş tarih dizileri.
Reklam
Özetle şunları söyleyebiliriz: Atatürkcülük cumhuriyetçidir, fakat demokrasiyi öngörmez. Çünkü bizzat Atatürk’ün beyanlarıyla ortadadır ki, kitle, halk yönlendirilmezse yanlış yola sapabilir. O yüzden; Önderin ve Öndere bağlı seçkinlerin halkı yönlendirmeleri gerekir. Kesinlikle çoğulcu değildir. Atatürk Büyük Nutuk’da, bütün kendisinden farklı görüşte olan arkadaşlarını şiddetle (en hafif tabiriyle) eleştirmiştir. Bu kişilerin bir kısmının yaptıkları ise, cumhuriyet rejimi içinde meşru bir siyasî parti kurmakdan ibarettir. Atatürkçülük gerçekte tek particidir. Atatürk döneminde valilerin vilayetlerde CHP il başkanı, parti genel sekreterinin İçişleri bakanı olması uygulaması yaşanmıştır. Atatürk öldüğünde bu sistem devam ediyordu. Eğitim, kültür, yayın alanlarında tekeller kurmuştur. Bazıları, Atatürk’ün parlamentoculuğunu demokratikliğine delil olarak gösterirler. Atatürk döneminde Meclis bir görüntüden ibaret olmuştur. Zaten Meclis’i teşkil eden milletvekilleri halk adına bizzat şef tarafından seçilmiştir. Böylece şef, milleti kandırabilecek kişilerin meclise girmesini önlediğini yine Nutuk’da izah etmektedir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.