Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Trikopis kendisiyle yapılan mülakatta olayı şöyle aktarır: Türk Ordusu’nun bu beklenmedik kuvveti karşısında birliklerimiz perişan olmuştu. Yan birliklerle de irtibatı kaybetmiştik. Cephanemiz tükenmek üzereydi. Asker yorgundu. Vaziyetimiz gittikçe müşkülleşiyordu. Halk savaştan bıkmıştı. Esir olacağımızı anlıyorduk. Biz de kılıcı düşmana teslim etmek küçüklük sayılır. Firar fayda etmedi Ordu perişan olmuştu. Bu esnada atım vurulmuştu. Kaçmaya çalışırken Türklerin içine düştüm. Esir oldum. İnönü beni yanına alarak Mustafa Kemal’in huzuruna çıkardı. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmayacağım. “ Üzülmeyin Genaral,” dedi. “Siz Vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da güzel vardır.Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum. Misafirsiniz. Yakından her şey düzelecektir. Buyrun , istirahat edin.” Atatürk’ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de büyük kumandana karşı içimde bir hayranlık duymaya başlamıştım. Yüksek rütbeli subaylardan başka yanımda dörtte general daha vardı. Artık bizim için savaş bitmişti.
Sayfa 67
Emir verdi Başkumandan Paşa : ("Düşman kumandanları General Trikopis, General Dijenis ağımızın içine düşmüştür. Bunları sağ isterim; esir alsınlar.)
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
Başkomutan Savaşı Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda 20,30 kilometre uzunluğundaki sağlamlaştırılmış cephelerini düşürdük. Yeniden düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan Muarebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir’e doğru yol alırken, diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.
Eylülün ikinci günü, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi ve İsmet paşaları Uşak'ta bir masanın etrafında bulduk. General Trikopis ile General Dionis Türklere teslim olmustu. Eger muhafaza edilmeselerdi, Uşak halkı onlari parçalayacakti. Fevzi Paşa'yla İsmet Paşa eğildiler, fakat ellerini vermediler. Mustafa Kemal Paşa bu sahnenin hakim karakteriydi. Siyasi muhaliflerini hicbir sey düşünmeksizin ezen bu asker, askerlik alanında bir büyük sanatkar ve oyunun kaideleri uyan bir sporcuydu.
Sayfa 296Kitabı okudu
Harp meydanı bir hayal ordusunun enkazı ile tıklım tıklımdı. Baskumandanlık vazifesini gören General Trikopis kılıç artığı beş on kişiyle Kızııtaş deresi boyunca ölüm çemberin­den sıyrılmış, Murat dağlarına can atmıştı. Gece, büyük zaferin üç paşası Dumlupınar köyüne dön­düler. 31 Ağustos sabahı, Yunan ordusu, 1918 galiplerinin ken­disine verdiği istila silahını, Adatepe çevresinde bir kaç Türk nöbetçisine teslim etmişti...
Mendebur Amerikalı 30 Ağustos 1964 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ibretle seyredilmeğe değer bir fotoğraf yayınlandı. Bu fotoğraf Dumlupınar meydan savaşından sonra tutsak edilen Yunan Başkomutanı Trikopis ile adı açıklanmayan bir Yunan prensinin ve Yunan Ordusu Kurmay Başkanı General Dionis’in Türk Albayı Reşit Bey tarafından götürülüşünü
Reklam
26-30 ağustos başkumandan savaşı
30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonucunda, (buna Başkumandan Muharebesi adı verilmiştir.) düşmanın asıl kuvvetlerini yok ederek tutsak aldık. Düşman ordusu başkumandanı olan General Trikopis de tutsaklar arasındaydı. Demek ki düşündüğümüz kesin sonuç 5 günde alınmış oldu.
Sayfa 557Kitabı okudu
121 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.