Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Baryatinski, 1847 yılında Şamil'e bir dizi başarılı saldırı düzen­ledi. 1848'de Gergebil'i ele geçirdikten sonra tuğgeneral olarak Çar'ın maiyetine alındı. Saray, Baryatinski'nin geri dönmesini istemişti. "Canlı bir saray mensubu, ölü bir generalden iyidir" diyorlardı. Prens'e münasip bir eş aramaya
Baryatinski, 1847 yılında Şamil'e bir dizi başarılı saldırı düzen­ledi. 1848'de Gergebil'i ele geçirdikten sonra tuğgeneral olarak Çar'ın maiyetine alındı. Saray, Baryatinski'nin geri dönmesini istemişti. "Canlı bir saray mensubu, ölü bir generalden iyidir" diyorlardı. Prens'e münasip bir eş aramaya
Reklam
Baryatinski, 1847 yılında Şamil'e bir dizi başarılı saldırı düzen­ledi. 1848'de Gergebil'i ele geçirdikten sonra tuğgeneral olarak Çar'ın maiyetine alındı. Saray, Baryatinski'nin geri dönmesini istemişti. "Canlı bir saray mensubu, ölü bir generalden iyidir" diyorlardı. Prens'e münasip bir eş aramaya
224 syf.
10/10 puan verdi
Hepimiz Gogol'un Paltosundan Çıktık!
Nihayet Dostoyevski’yi bu denli etkileyen büyük yazar Gogol ile tanıştığım o büyük gün geldi. Bu etkilenme öyle boyutlara varmıştır ki Dostoyevski’nin eserleri benzerliklerden ötürü ağır eleştirilere maruz kalır. Aksakov “Bütün Rusya Gogol’ü tanır, yapıtlarını hemen hemen ezbere bilir. Böyleyken Dostoyevski, Gogol’ün tümcelerini olduğu gibi
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,3bin okunma
Alesgerli'ye ne oldu?
Bir Mülteci Hikâyesi İtalya'nın Adriyatik denizi sahillerinde bulunan Reggi Emilia yakınındaki kamplarda Türk ve müslüman asıllı göçmenler çok azdı. Bunlar da Ruslar'a verileceklerinin korkusuyla mülteci kamplarından kaçmış, daha sonra da İtalyan polisi tarafından yakalanmış olan kimselerdi. Bunların arasında Fetelibeylinin yaveri ismi
Bir Mülteci Hikâyesi İtalya'nın Adriyatik denizi sahillerinde bulunan Reggi Emilia yakınındaki kamplarda Türk ve Müslüman asıllı göçmenler çok azdı. Bunlar da Ruslara verileceklerinin korkusuyla mülteci kamplarından kaçmış, daha sonra da İtalyan polisi tarafından yakalanmış olan kimselerdi. Bunların arasında Fetelibeylinin yaveri ismi altında
Reklam
175 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz İmparatorluğu besleyen tımar sisteminin eski haşmetini kaybetmesi ve buna paralel olarak ordunun temel direği olan tımarlı sipahilerin dağılması, devletin askeri alanda ıslahat yapmasını mecburi kılıyordu. Uzun bir gerileme dönemini yaşamış olan Devlet-i Aliyye, önceliği askeriye olmak üzere çeşitli ilerleme atılımlarına başvurmuş, dış ülkelerden eğitimci talep etmişti. Golç Paşa, işte bu ilerleme hedefi için, askeri eğitim ve öğretim için 1883 yılında Osmanlı Devleti'ne gelmişti. Askeri okullarda okutulan dersler değişti ve yeni dersler eklendi. 1885 yılında, Osmanlı Devleti'nde bulunan Alman askeri heyetinin başkanı olan Kaehler'in vefatı sonrası, Golç Paşa, o heyetin başkanlığına getirildi. Türkiye macerası böyle devam etti ve kontrat süresi üç kez uzatıldı. Kûtül-amâre kuşatması sırasında tifüse yakalanıp, ölene dek Osmanlı Devleti'ne hizmet etmiştir. Bana göre, Türkiye'ye gelen Alman eğitimciler ve askerler arasında en sevilen ve en başarılı olan isimdir. Hatıraları da hem notlarından hem de eşine yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Böyle değerli bir generalin hatıralarından dönemi okumak önemli bir açlığımı giderdi diyebilirim. Hacimli bir kitap olmamasına karşın, Golç Paşa'nın, imparatorluğun hemen hemen her yerine yönelik yazdıklarını, düşündüklerini ve izlenimlerini okumanın lezzetini almanız için öneririm.
68 syf.
8/10 puan verdi
“Aura” gotik fantastik kategorisine sokabileceğimiz kısa bir roman. 1960’lı yıllarda Mexico City’de geçen bu hikâye yazarın en iyi kitaplarından olup, büyülü gerçekçiliğin izlerinin en fazla hissedildiği eserler arasında ön sırada geliyor. Büyülü gerçekçiliğin etkisi altında gotik ve fantastik elementlerin birleşmesiyle nasıl bir şey ortaya çıkmış
Aura
AuraCarlos Fuentes · Can Yayınları · 2005128 okunma
Bir askerle evli olan bir kadının yeteneklerini ve hedeflerini -gururunu ve tatminini- kocasının askeri kariyerine adayıp adamaması, çok şeyi değiştirir. Bir askerle evlenmiş olan Afro­ Amerikalı bir kadın, kızına şu açıklamayı yapmış: "Eğer kocan askerse, (ailedeki) herkes asker demektir; orduda varolmanın ve terfi etmenin tek yolu budur. Askeri üs, ordunun kendi toplumudur. Her şey üs'te olur... Bu tür sosyal faaliyetler, ko­canın ilerlemesine yardımcı olabilir, çünkü ne kadar göz önünde olursan, insanlar seni o kadar iyi tanır ve o kadar çok kazanırsın... Generalin oğlu, onbaşının oğlu ile aynı (küçükler beyzbol liginde) takımında olabilir, bu yüzden, bazen terfi için çocuklardan yararlanılabilir." Bu açıklamayı yapan kadın, kendisini piyon olarak kullanıl­mış gibi gören biri değil. Geçmişe baktığında hala, tüm enerji­sini asker kocasının terfisini sağlamaya yöneltmekle ailesinin mutluluğunu artırdığına inanıyor. Kadının kocası, biraz da onun militarize asker eşine özgü çabaları sayesinde, başçavuş­luk rütbesine yükselmiş.
Sayfa 289 - İletişim Yayınları - 1. Baskı (2006)
Generalin Eşine
"Evlenmeden önce bir erkekten bir çiçek bile almayın diyordu Nico teyze"
Sayfa 125 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
304 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
1000Kitap’la tanışmamla Stefan Zweig’le de tanışmış oldum. Zira 1000kitap üyesi olup ta Zweig okumayan yok gibiydi. Bir sahaftan aldığım Zweig’in “Yıldızın Parladığı Anlar” kitabını okuyunca Kafka, Zweig, Sabahattin Ali ve benzeri birçok yazarın kitaplarının hemen herkesçe okunmasının, kitapların içeriğinden, öneminden ziyade, “bu yazarların
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Everest Yayınları · 20175,5bin okunma