Teknolojinin Gölgesinde: “Cesur Yeni Dünya”, Dijital Çağ
Cesur Yeni Dünya 
Aldous Huxley
Aldous Huxley’nin “Cesur Yeni Dünya” adlı romanı, bilim ve teknolojinin toplum üzerindeki etkilerini oldukça çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Günümüz dünyasıyla roman arasında
Teknolojik gelişmenin son safhasında bulunan, refah bakımından, kültürel birikim açısından en uç noktayı temsil eden toplumlar, onların bir adım gerisinde bulunan için "ölümsüzlüğü keşfetmiş" adam rolündedir. "Gelişmemiş" dediğimiz toplumların hepsi ölümsüzlüğün sırrına sahip ülkenin, ülkelerin elinde bulunanı alabilmek için yola çıkıyorlar. Düşünüyorlar ki o ülke elinde bulundurduğu ile kendine bir teminat sağlamış. Sanıyorlar ki sırrı elinde bulunduran aynı zamanda güvenliği, ebedi saadeti de kendisi için garanti etmiş. Oysa hiç de öyle olmadığını görüyoruz bugün. Ölümsüzlük sırrı bendedir diyen bütün ülkelerin, eğer yolculuğumuz onların bulunduğu yere kadar uzamışsa artık "ölmüş" bulunduğunu anlayabiliyoruz. Diyebiliriz ki gelişme seviyesinin en ileri noktasını temsil eden toplumlar insanın hakikati bakımından son derece fakirleşmiş, toplumsal ilişkilerde barbarlığın, zihnî kabiliyetlerde ise ikiyüzlülüğün batağına düşmüş toplumlardır. Yönetmeye çalıştıkları insan kitlelerinin tepkileri tarafından yönetilmekte; kuvvetlerinin uzay hâkimiyeti, genetik mühendisliği gibi alanlarda tecessüm etmesine yardım eden teknoloji tarafından ezilmektedirler.
Tarla fareleri, fareye benzeyen küçük ve şişman kemirgenlerdir, içlerinden bir çeşit vardır ki, hem erkeği hem de dişisi tek eşli uzun ilişkiler kurar. Genetikçiler bu tek eşliliğe sebep olan genleri tespit ettiklerini iddia ediyorlar. Bir gen Don Juan gibi bir tarla faresini sadık ve aşık bir kocaya çevirebiliyorsa, kemirgenlerin ve insanların sadece bireysel özelliklerini değil, toplumsal yapılarını da değiştirmeye yakın olduğumuzu söyleyemez miyiz?
...
Genetik mühendisliği dahi fareler yaratabiliyorsa, neden dahi insanlar yaratmasın?
Tek eşli Tarla fareleri yaratabiliyorsa, neden partnerlerine sadık insanlar yaratmasın?
"Yeni teknolojiler, transhūmanizm olarak adlandırılan insanı aşan insan ötesi bir durumu gündeme getirmiştir. Transhumanizmin yeni teknolojiler olarak kastettiği gelişmeler yapay zekâ, nanoteknoloji, nanotip, biyoteknoloji, genetik mühendisliği, klonlama ve transgenetiktir. Transhümanizm, yeni teknolojilerle insanın biyolojik ve zihinsel yapısının güçlendirilmesi suretiyle bedensel sınırlamaların aşılmasının ve ölümün bile ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmadığı tartışmalarının yapılmasına zemin hazırlamıştır. Transhūmanizm, biyolojik ve zihinsel yapımızı teknolojik açıdan güçlendirmek yoluyla insanlığa daha uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayat vaadinde bulunmaktadır. Transhümanizm, insanın normal ölcülerde sağlıklı olması için insan biyolojisine ve zihnine yapılacak tıbbî, biyolojik ve zihinsel operasyonlardan söz etmemektedir. Transhūmanizm, normal şartların ötesinde insan bedenine ve zihnine yapılan bir müdahaleden söz etmektedir. Transhūmanizm, insan bedenine ve beynine teknoloji yoluyla yapılan radikal bir müdahalenin ideolojisidir."
Sayfa 148 - Dine Büyük Meydan Okuma : Transhümanizm
Yamukluk şairden değil dünyanın aldığı biçimden geliyor.
Genetik mühendisliği yoluyla insan imal etmeye yönelmiş bir dünya, nükleer ve kimyasal silâhlarla siyaseti yönlendiren bir dünya, elektronik sanayinin her türlü çılgınlığa meydan verdiği bir dünya, trafik lambalarından tutunda kitle iletişim araçlarına kadar her alanda insan denen canlıyı sıkı bir denetim altına alan bir dünya mu’tezil bir dünyadır.
