"Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır içinden taşar... sakın yalan söyleme."
"Günah onların saçlarında değil, senin yüreğindedir.
... sen sevabı da günahı da yüreğinde ara."
Sayfa 40
Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen?
Bana, "Kızları çocuktan saymazlar bizim oralarda," demişti Zeyno, bir keresinde. Kız çocuklarının yok sayıldığı bir dünyayı hayal etmeye çalışmış becerememiştim.
Sayfa 108 - Çıkmaz sokakta yürümek
Kadınlarımızın günü kutlu olsun
Sanki bu ülkede kadınların geçmiş ya da gelecek zamanları yoktu. Onlar, hep geniş zamanlarda yaşardı. Dünleri de bugündü, yarınları da... Böyle gelmiş, böyle giderdi; hiç değişmeden...
Ben kocamaaaan bir "acı"yım artık. Mücerret, gözle görünür, elle tutulur bir "acı"yım.
"Taze bir gül kadar, bütündür solmuş bir gül,
Dalından koparılmış bahçeler hatırlatır."
İster zengin, ister fakir olsun, garı kısmının gaderi değişmez...
Bu oyunu tek başıma daha kolay oynuyordum ben. insan sıcağından uzakta, ilgi ve sevgiden yoksun kalınca, içim donuyordu, hırçın, edepsiz, umursamaz ve güçlü olabiliyordum da, sevdiğim insanlar etrafımda dolanırken, çözülmekten, paramparça olmaktan, kendimle beraber onları da derin karanlıklara çekmekten korkuyordum. Bu öylesine bir çırpınış, öylesine bir duyguydu ki, en yakınımla bile paylaşabilmem imkânsızdı. Doğum ve ölüm gibi, tek kişilik bir eylemdi bu.
"Bir gurşun döktüreydin zamanında, başına gelmezdi bu işler,"
"Bu alına yazılanı, hiçbir gurşun sökemez."
Gönlünü ferah tutamıyorsan onlara karşı, hepsini kara çarşafa soksam da sen yine günaha girersin. Günah onların saçlarında değil, senin yüreğindedir.
Sayfa 64 - Son ZamanlarKitabı okudu
Ruhumun öldüğü an, doğa bana yepyeni bir yetenek bahsetmişti; söylenmeyenleri algılama duygusu.
"Vayy benim kara kaderim, vay, vay, vay..."
Ne ilginç bir ülkeydi benim ülkem, birbirinden çok farklı dünyaların ve yaşamların iç içe geçtiği, iç içe yaşandığı...