"Altı ay, belki bir yıl daha birlikte olabiliriz, kimbilir? Ama sonunda ayrılacağımız kesin. O zaman nasıl da yalnız hissedeceğimizin farkında mısın? Bizi ele geçirdikle- 235 rinde birbirimiz için yapabileceğimiz hiçbir şey, tek bir şey bile kalmayacak. İtiraf edersem seni infaz edecekler, itiraf etmeyi reddedersem yine de öldürecekler seni. Yapabileceğim, söyleyebileceğim veya kendimi tutmayı başarıp söylemeyeceğim hiçbir şey ölümünü beş dakika bile geciktirmeyecek. İkimiz de diğeri hayatta mı yoksa öldü mü onu bile bilemeyeceğiz. Tamamen çaresiz kalacağız. Tek önemli olan birbirimize ihanet etmemek ama onun bile hiçbir şeyi değiştirmeyeceği belli."
İnsanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. Bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun.
Bizleri yönetmekte olan dört Bakanlığın adları bile, gerçeklerin kasıtlı olarak ters yüz edilmesindeki saygısızlığın yansımasıdır. Barış bakanlığı savaşın, gerçek bakanlığı yalanların, Sevgi bakanlığı işkencenin, varlık bakanlığı yokluğun bakanlığıdır. Bu çelişkiler rastlantısal olmadığı gibi, sıradan bir ikiyüzlülükten de kaynaklanmaz; bunlar, çiftdüşün'ün bilinçli uygulamalarıdır. Çünkü iktidar ancak çelişkilerin uzlaştırılmasıyla sonsuza kadar korunabilir.