Öncelikle GEORGE ORWEL e kağıdın her zerresine değen mürekkebi için tesekkurlerimi sunuyorum.
Kitaba başladıktan sonra bir an önce bitmesini istedigim ilk kitap. Çünkü size verdigi düşünceler politik ve sosyolojik tespitler o kadar güzel, öngörülü ve yerinde ki hepsini bir an önce ulaşıp kavramak için kitabın bütününe varmak istiyor insan.
1940 larda , 80 leri yazan Orwel in aslinda kanimca, eserinin isimsiz olmasi gerekiyor. Çünkü ploreter, orta ve yuksek kesimin var oldugu devletler, hükümetler, totaliter yöneticiler oldugu sürece bu eser baş taci olmaya devam edecektir.
Kitabin kalbi olan bölümü sonradan tekrar okumanizi tavsiye ediyorum.
Yazarin sade ve yalin bir dil ile verdigi tespitler;ağır denebilecek, siyasal despot yonetimlerin; yöntemlerini, isteklerini, yaptıklarını, yapacak olacaklarini anlamakta size zorluk çektirmiyor.
Neyse Fazla uzatmadan size kitabı okumamissaniz okumanizi tavsiye ediyor. Ve yazarin sevdigim su alintisiyla bitirmek istiyorum.
"BIR GUN KARANLIĞIN OLMADIĞI BIR YERDE BULUŞACAĞIZ "
Georgo Orwel kendilerini sömüren insanlara karşı birlik olup baş kaldıran ve çiftliğin yönetimini ele geçiren hayvanları konu almıştır bu romanda ilk başlarda çiftliğin insanlardan alınmasıyla başa geçen domuzlar yönetimde çok başarılıdır daha sonraları domuzlar arasındaki kavga yönetimi değiştirmiş ve baskıcı bi yönetime gitmiştir. Bu roman Rusya devrimi ve stalin yönetimiyle alakalı benzetmeler içerdiği kanısındayım
Çok başarılı bi eser olmuş bir solukta okursunuz ve asla pişman olmazsınız ...
George Orwel'in pek bilinmeyen romanıdır Boğulmamak İçin. İnsan yaşarken boğulur bu yüzden kaçar boğulmamak için der. İnsan günlük işlerden, koşuşturmalardan, faturalardan, sorumluluklarından, modern hayatın ışıltılı, gürültülü halinden yorulur ve boğulduğunu hisseder bu yüzden kaçar. Peki nereye kaçar insan boğulunca? 45 yaşında şişman bir adam evli ve iki çocuk sahibi. Ekonomik olarak normal sayılabilecek bir işi var, sigorta işinde çalışıyor. Fakat bu yaşam onun istediği bir yaşam değil eşini, çocuklarını bir pranga olarak görüyor. Modernleşen dünyaya ayak uyduramıyor. İkinci dünya savaşı kapıdadır. Birinci dünya savaşını görüp içinde yaşadığı için korkuyor. Çocukluğuna sığınıyor balık tuttuğu günlere ve orda soluk alabiliyor. Sonra karar verip çocukluğunun geçtiği yere dönmeyi planlıyor ve çıkıp gidiyor. Peki oraya gittiğinde nasıl bir şeyle karşılaşıyor, hayalini kurduğu ve gördüğü yer aynı mı. Zaman değişmiş, dünya değişmiş, hiçbir şey hatırladığı gibi değil. Peki biz nereye sığınıyoruz boğulunca?
·
Not rated
Orwel sistemi elestiriyor kitapta
despot bir lider büyük birader var ve
winston adli kahraman.
Liderin posterleri her yerde nereye
giderseniz gidin gözü üzerinizde her
evde bir tele ekran yani sürekli sizi
izliyor, özel hayatin gizliliği diye bir
kavram yok senin görevin sadece
boyun eğmek. Karşi gelmek gibi bir
düşüncen olursa DÜŞÜNCE
Hayvan Çiftliği okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu.Kitap insanlar tarafından sömürülen hayvanların isyanla yönetime el koyması ile başlıyor.Başta her şey mükemmel.Marşları,eşitlikçi anayasası,iş bölümü ile tam bir devrim!
Zamanla domuzlar yönetimdeki etkinliklerini artırmaya başlıyor.Hayvanlar,yönetenler "kendilerinden" diye ses
JOSEPH CONRAD/ KARANLIĞIN YÜREĞİ-çev: Sinan Fişek/ İletişim yay.(roman)
Doğuluların zihninde Batı medeniyeti oldukça karmaşık, netameli, birbirine taban tabana zıt çağrışımlarla yer bulur. Kimilerince aklın, ilmin, sanatın, teknolojinin ve felsefenin merkezi, kıblesi; kimilerince de şeytani, kötülüklerin kaynağı ve örgütleyicisidir. Daha makul
