yolu üstüne çıkan her şeyi yalayıp yutan bu doymak bilmez iştahı duyuyorum. başkalarının acılarıyla sevinçlerine ruhumu besleyen bir gıda olarak, kendimle ilgili olduğu sürece ilgi gösteriyorum. sevginin beni çılgınlıklara sürüklemesi artık imkansız. hırs, yaşadığım şartlar yüzünden bastırılmış, ama başka bir biçimde ortaya çıkar bende, çünkü bence hırs, egemenlik isteğinden başka bir şey değildir; benim de bütün çevremdekileri boyunduruğum altına almak, kendime göre aşk, bağlılık ve korku yaratmak demek olan asıl zevkim egemenliğin başlıca belirtisi ve en büyük zaferi değil mi? başka birinin acılarının ya da sevinçlerinin kaynağı olmak -hak söz konusu değilken- gururumuzu bundan çok besleyen bir şey düşünülebilir mi? peki mutluluk ne? doyma noktasına ulaşmış bir gurur. kendimi dünyadaki öbür insanlardan daha iyi, daha güçlü hissedebilseydim, mutlu olurdum; herkes beni severdi. kendimde sonsuz bir sevme yeteneği bulurdum. kötülük, kötülüğe yol açıyor. ilk sızı, başkasına acı çektirmenin zevki hakkında ipucu veriyor bize. kötülük kavramı gerçeğe uygulanmak istemedikçe insan kafasında biçimlenemez. fikirler, organik yaratıklardır. derler ki, doğuşlarından biçim alır fikirler, bu biçim de eylemdir; kafasında daha fazla fikir barındıran biri, ötekilerden daha eylemcidir. bu yüzden de memur masasına bağlanmış bir dahi, ya tıpkı durgun bir hayat süren, örnek davranışlar gösteren, sonra da damar tıkanmasından ölü veren biri gibi ölmek ya da çıldırmak zorundadır.
Sayfa 150 - CanKitabı okudu
Tam yetki ve söz sahibi olarak hiçbir zaman iktidarda bulunmamış bir vatandaş sıfatıyla, şahsıma karşı uydurulan asılsız şeylerin sebebini anlamak bir bakıma çok kolay olmaktadır. Bu da benim düşünce ve planlarımın, milletimin yüzde yüz yararına olan şeyler olduğunu göstermektedir. Çirkin ve aşağılık oyunların sürüp gittiği ve gideceğini biliyorum. Fakat bizler asla aynı usullere başvurmayacağız. Silâhlarımız, daima gerçeğe bağlılık ve saygı olacak, insanlara şefkat göstermek, doğru yolu anlatmaya çalışmak ve kendini düzeltenleri de derhal affetmek olacaktır.
Sayfa 116 - Kutluğ Yayınları - 1975Kitabı okudu
Reklam
109 syf.
9/10 puan verdi
Od ocak söndürücüler Od ocakları sönesiceler Yetti yeter Kul azgınları Yetti Yeter Kibir dinliler Yetti Yeter Ören kuşları
Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi
Bir Ölümün Toplumsal AnatomisiOktay Arayıcı · Maya Yayıncılık · 19793 okunma
İşin tuhafı, ilk bakışta hiçbir özelliği yok gibi görünen yüzü o akşam giderek daha bir güzel, çekici görünmüştü bana. Bu çocuksu saflıkla yan yana olan düşünen bir kadının ağır başlılığı; bu, gerçeğe duyulan aşırı susamışlık, inançlarına sıkı sıkıya bağlılık... bütün bunlar genç kızın yüzüne içten, yüce, ruhsal bir güzellik veriyordu. Onu yeni tanıyan kimse, yüzeyde kalan, ilgisiz bir bakışın sezinleyemeyeceği bu güzelliğin insanın içine yavaş yavaş işlediğini zamanla anlıyordu.
Sayfa 248Kitabı okudu
Tam yetki ve söz sahibi olarak hiçbir zaman iktidarda bulunmamış bir vatandaş sıfatıyla, şahsıma karşı uydurulan asılsız şeylerin sebebini anlamak bir bakıma çok kolay olmaktadır. Bu da benim düşünce ve planlarımın, milletimin yüzde yüz yararına olan şeyler olduğunu göstermektedir. Çirkin ve aşağılık oyunların sürüp gittiği ve gideceğini biliyorum. Fakat bizler asla aynı usullere başvurmayacağız. Silâhlarımız, daima gerçeğe bağlılık ve saygı olacak, insanlara şefkat göstermek, doğru yolu anlatmaya çalışmak ve kendini düzeltenleri de derhal affetmek olacaktır.
200 syf.
·
Puan vermedi
FREUD DÜŞÜNCESİNİN BÜYÜKLÜĞÜ VE SINIRLARI Spinoza, Marx, Hegel, Sokrat gibi düşünürler gerçeği kurtuluşun tek yolu olarak görüp akıllarına uyarak yaşamışlardır. Freud ise gerçeğin bilinçli düşüncede olmadığını, düşünülmek istenmediği için biliçaltına bastırıldığını öne sürmüştür. 'İnsan bastırma olayını yok ederse iyi olur' der. 1.BÖLÜM:BİLİMSEL
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve SınırlarıErich Fromm · Say Yayınları · 2016181 okunma
Reklam
104 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.