Acılar dünyadan ne büsbütün kaldırılır, ne insan büsbütün acıya boğulur, bıktırmamak için acıların yüzüne biraz tebessüm sürülmüştür o kadar.
Hayat bize neyi, kimleri getirir bilinmez. İnsanı insan kılan da bu bilinmezlik değil midir? Sadık Yasızuçanlar bir başka kitabında bunu şöyle anlatır: "İnsan yağmur tanesi gibiymiş. Kimisi güle düşüyor kimsi çamura." Ne diyelim sevgili okur. Gül de dünyada, çamur da. Var olun. Sadık Yalsızuçanlar - Gerçeği İnciten Papağan Timaş
Reklam
Acılar dünyadan ne büsbütün kaldırılır, ne insan büsbütün acıya boğulur, bıktırmamak için acıların yüzüne biraz tebessüm sürülmüştür o kadar.
Sayfa 31 - undefined
Sessizce bir kıyamet hazırladığını biliyordum...
Kimsesiz miydin herkesle birlikteyken? Kahredici bağımlılık gibi ömrün yitip gitmesine meydan açıyordu. Sesler sulanmıştı, sersemlik veren şaraptı, eritip eritip yok ediyordun. Sessizce bir kıyamet hazırladığını biliyordum. Kalbine yerleşen yalnızlık göğüydü uçuruma dönüştürmekten korktuğum. Çocukların kalplerine yerleşen bilgilere direngen bir bedel gösterdiğin ikiyüzlülükten kurtulmak için kaçmayı düşlüyordum.
Sayfa 63 - Timaş
Gerçek budur.
Yine de her şey kendimde bıraktığımdadır, diye düşündün. Diğerlerindeki resmi gördüğün zaman kendi aynandaki iki derece gölgelenmiş, gerçeği küçülmüş örneğine uyguladın. Derin bir ihtirasla 'Gerçek budur.' dedin. Ona tapındın.
Sayfa 92 - Timaş
Reklam
Yalnızlığın ne denli değerli olduğunu söylediğinde neredeyse deli diye eğleneceklerdi..
"Kendinizi gazeteye kaptırmayınız, gazete günlüktür, şiir ise yıldızlar gibi ebedîdir."
Artık insanlardan kendisini kaybetmekten başka bir çaresi olmadığını anlamıştı. (...) Karanlık, korkak hayatlı gösterişlerden tiksiniyordu. Kimsesiz, hiç kimsenin beklemediği yollara çıktı. Her şeyden uzaklaştırdı kendisini.
Resim