250 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı açtığımda Yakup Kadriye açık bir mektup buluyorsunuz Halide Edip den. Kitabın Ödünç alınan adından ötürü. Zarafet ve incelikle döşenmiş satırlar, kelimeler kaplamakta mektubu. Bu kitabı ve bu mektubu için yazarımızı hem kutlamak hem teşekkür etmek geldi yüreğimden. Umarım duygularım ruhlarına ulaşmıştır... Ben Halil, Kendince
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,8bin okunma
413 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabın adı bile ne kadar da anlamlı. Laf olsun diye konmamış, gerçeğin ta kendisi. Öyle bir geçer zaman ki fark etmeyiz. Ama bazen geçmek bilmez. Bir gün bize asır gibi gelir... Bu kitabı bence yavaş yavaş okuyun. Tadını çıkara çıkara yani. Hüznün tadını alın diyorum size. Her şey bir cenaze ile başlıyor. Kitapta beni en çok etkileyen bölümden bahsedeyim: "Mankurt" Evet mankurt beni çok etkiledi. "Mankurt nedir?" sorusunun cevabını aldım. Sizinle paylaşayım hemen: "İşkence yöntemi ile geçmişini unutmuş köle. Hatta öyle ki ailesini, adını unutur ve aklını kullanmaz, onu mankurt yapanların bir kuklası olur." Ne kadar da kötü değil mi? Cengiz Aytmatov bu kitabı sayesinde Orta Asya efsanelerinde bulunan ve çok eskiden uygulanan bu yöntem Sosyoloji Terimi olmuş: "Mankurtlaşmak". Mankurtdan maksat şu insanlar özelliklede Gelişmiş ülkelerin sömürgesinde kalan fakir topraklar veyahut emparyalist sisteme köle olmuş herkes hatta bu kitapta geçen komünizmin uyguladığı politikalar insanları mankurt yapıyor. Her geçen gün geçmişi unutuyoruz. Bu öyle büyük derecede insanları etkiliyor ki dünyada ki herkes geçmişini reddedip tek tip bir kuklaya dönüşüyor. Sadece Orta Asya'da değil dünyanın her yerinde insanlar birilerinin kölesi olmuş duruma geliyor. Bu benim gözlemim. Bu okuduğum en son ki Cengiz Aytmatov kitabı oldu. Uzun süre okumayı düşünmüyorum. İnşallah gelecek de diğer kitaplarını da okurum.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202146,1bin okunma
Reklam
239 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aci,vahset,iskence,savas ve savasin getirdigi diger hersey bir cocugun zihniyle aktariliyor.Gercegin ta kendisi.Kitap basindan sonuna kadar etkileyici ama yazarin kitap sonundaki notu da oldukca dusundurucu.Mutlaka okunmali.
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,642 okunma
66 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Derginin yarısına gelmeme rağmen dergiyi çok başarılı bulduğumu söylemek istiyorum. Sonuna kadar okuduğumda incelemeyi yine editlerim ama şimdi size bu dergi hakkındaki izlenimlerimi yazmak istiyorum. Kapak konusu zaten o kadar ilgi çekici ki şahsen dergiyi alma sebeplerimden biri hem Marquez hem de Borges'ti. Öncelikle Gabriel Garcia Marquez ile giriş yapıyorsunuz. İnanılmaz güzel bir yazıydı. Marquez'in yazar olmak için hangi yollardan geçtiğini, nasıl bir yaşam yaşadığını Yüzyıllık Yalnızlığı yazarken neler yaşadığını ve önemlisi en iyi kitabım dediği Aşk ve Öbür Cinler yani son romanını anlatıyor size. Marquez'i seviyor ve onu daha iyi anlamak istiyorsunuz bu yazı sizin için biçilmiş kaftan olacaktır. Daha sonra Celile Hikmet ile tanışıyorsunuz. Nazım Hikmet'in annesini konu alan bu yazı çok çok önemli bir yazıydı. Nazım Hikmet'in Arkasından Borges gibi bir hayal avcısıyla tanışıyorsunuz. İşte tamda burada benim için çok önemli bir yeri olan bir yazarı okumanın ayrıcalığını yaşıyorum. Ve Into the Wild ile soluklandığınızda elinizde nasıl dolu bir dergiyi tuttuğunuzu anlamak yetmiyor. Nasıl bir drama yaşadım şu küçücük kağıt parçalarında diyorsunuz. Yaşadığınız dram öylesine bir dram değil gerçeğin ta kendisi. Büyük surlarda koşturmak gibi. Into the Wild'ın o gerçekliği bir kez daha sarsıyor sizi. Şahsen izlediğim bir filmdi ama şimdi bir daha izlemek istiyorum. Biliyorum nefes nefese kaldınız ama böyle bir dergi bu...
Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016)
Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016)Masa Dergisi · Masa Dergisi Yayınları · 201634 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Genç bir gürgen ağacının ağzından dinlediğim acılı bir masal bu, kim bilir belki de gerçeğin ta kendisi. Bencilliğe yüz tutmuş ruhlarımızın karşısında bir haykırış. İnsanı anlattı gürgen ağacı. İnsanın anlayabildiği, anlayamadığı yahut anlam veremediği yönlerini, insanın kusurlarını, vurdumduymazlığını, bencilliğini, çıkarcılığını, acılarını ve
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
247 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Yaşamını şiirine değil de şiirini yaşamına uydurmaya çalışan ve bunda başarılı da olan bir Garip Orhan Veli... Şiirlerin derinliğiyle, görüneni değil de 'öz'de olanı yansıtmasıyla ilk defa üniversite yıllarımda tanıştım. Orhan Veli'yle ise daha bu sene tanıştım ve kendimce bir bağ kurdum aramızda. Orhan Veli hayatın zorluklarını, aksi yönlerini, insanları hatta kendini bile şiiriyle alaya alabiliyor. Kolay kolay kim yapabilir ki bunu? Açıkcası beni imrendiren bir özgüven... Hocamız derdi ki; Orhan Veli "küçük bir çocuğun saf dünyasını" şiirinde yansıtmak ister. Doğallık, hazırcevaplılık, korkusuzluk ! Kim bilir Orhan Veli'nin şiirlerinde belki biz de saklı kalmış çocukluğumuzu tekrardan yaşatmak, derinden hissetmek imkanını bulabiliriz. Orhan Veli'nin şiirlerini değeri kılan şey ise şiirlerinde söylediği birçok basit gibi görünen sözlerin aslında gerçeğin ta kendisi oluşudur. Şiirleri vasıtasıyla gerçeklerden, hayatın tekdüzeliğinden ve insanın doğallığından bazen mizahi bir dille bazen de oldukça yalın bir üslupla bahseder. Şiirleri ne kadar yalınsa o kadar da yoğun ve derindir. Bir şiir kitabı okunup bitirilmez, devamlı okuyacağımız ve her yeni okuyuşta yeni anlamlar yükleyebileceğimiz şiir ve şiirin etkisi hiç biter mi? Bir de Orhan Veli'ye aitse bu şiirler... Keyifli okumalar.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 202424,4bin okunma
Reklam
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.