Yaşamını şiirine değil de şiirini yaşamına uydurmaya çalışan ve bunda başarılı da olan bir Garip Orhan Veli...
Şiirlerin derinliğiyle, görüneni değil de 'öz'de olanı yansıtmasıyla ilk defa üniversite yıllarımda tanıştım. Orhan Veli'yle ise daha bu sene tanıştım ve kendimce bir bağ kurdum aramızda. Orhan Veli hayatın zorluklarını, aksi yönlerini, insanları hatta kendini bile şiiriyle alaya alabiliyor. Kolay kolay kim yapabilir ki bunu? Açıkcası beni imrendiren bir özgüven...
Hocamız derdi ki; Orhan Veli "küçük bir çocuğun saf dünyasını" şiirinde yansıtmak ister. Doğallık, hazırcevaplılık, korkusuzluk ! Kim bilir Orhan Veli'nin şiirlerinde belki biz de saklı kalmış çocukluğumuzu tekrardan yaşatmak, derinden hissetmek imkanını bulabiliriz.
Orhan Veli'nin şiirlerini değeri kılan şey ise şiirlerinde söylediği birçok basit gibi görünen sözlerin aslında gerçeğin ta kendisi oluşudur. Şiirleri vasıtasıyla gerçeklerden, hayatın tekdüzeliğinden ve insanın doğallığından bazen mizahi bir dille bazen de oldukça yalın bir üslupla bahseder. Şiirleri ne kadar yalınsa o kadar da yoğun ve derindir.
Bir şiir kitabı okunup bitirilmez, devamlı okuyacağımız ve her yeni okuyuşta yeni anlamlar yükleyebileceğimiz şiir ve şiirin etkisi hiç biter mi? Bir de Orhan Veli'ye aitse bu şiirler... Keyifli okumalar.