Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
296 syf.
1/10 puan verdi
Her şeyden önce uzak hatıralarım vardı benim, onu önce rüyalarımda yaşadım, sonra yıllar içinde sözcüklerimi buldum, gerçeğimi buldum, bulduğum anda tüm anılarım hikâyelere dönüşmeye başladı. Hangisi gerçek, hangisi hayal artık bilemiyordum. Kâh unuttum kâh hatırladım. Unutulmaya yüz tutan tüm hikâyelerimi derin sulara batırdım, göklere saldım, üzerine topraklar attım. Böylece kaybettiğimi sandım ya da kaybettiğimi umdum. O gece kendi içime uzandım, orada uzun süre sere serpe yattım. Ve nakış işlercesine kendimi yeniden yarattım. Kıymetli bir cevher çıkarırcasına, zahmetle, kanımla, canımla içimden çekip çıkardım. İşte anlatılmaya değer yegâne hikâyem de bu oldu.” Neylan, narsist heykeltıraş Levent’in hünerli elleriyle acılı, eksik, hüzünlü, seven ama sevilmeyen, yaralı, kırgın bir tanrıça olarak şekillenirken, kendi hikâyesinin çok uzak topraklarda, nergis kokulu bir kasabada yazıldığını bilmiyordu. Bir gün annesinin verdiği bir haber, Levent’ten koşar adım uzaklaşan adımlarını o kasabaya çevirdi. Hayatla hikâyenin iç içe geçtiği bu büyülü topraklarda Neylan köklerini, kendisinden gizlenen gerçekleri bulacaktı. Her yeni yolun sonunda yeni bir insan, yeni bir hikâye vardı.
Uzak Bir Masal
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 202399 okunma
"Bir yeri gerçek anlamda özlemeniz için belki orayı terk etmeniz gerekir; başlangıç noktasına ne kadar ait olduğunuzu anlamanız için belki çok uzun yolculuklar yapmanız gerekir."
Sayfa 561 - A.P.R.I.L YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
Yazıklar olsun ey âdemoğlu! Senin Allah ile savaşmaya gücün yeter mi? Şüphesiz kim Allah'a isyan ederse, O'na savaş açmıştır. Allah'a yemin ederim ki, elbiselerinin çoğu yün olan Bedir ashabından yetmiş kişiye yetiştim. Eğer siz onları görseydiniz, 'Bunlar delidirler' derdiniz. Şayet onlar sizin iyilerinizi görselerdi, 'Bunların (gerçek İslam'dan) nasipleri yok!' derlerdi. Eğer kötülerinizi görselerdi, 'Bunlar hesap gününe inanmıyorlar' derlerdi. Öyle insanlara yetiştim ki, dünya onların gözünde, ayaklarının altındaki topraktan daha basitti.
"Gerçek ve uygun olanı kalabalığın dışında aramak çok daha güvenlidir, çünkü çokluğun içinden hiçbir zaman ne saygın ne de değerli bir şey çıkmıştır. Yetkin ve değerli şeyler, her zaman az sayıda olanların arasından çıkmıştır."
Giordano Bruno
"Varoluş, bilinmeyen bir yolculuktur ve her adım, içsel bir keşif fırsatı sunar. Gelecek, geçmişin izlerini takip etmek yerine, şimdiye odaklanarak içsel aydınlanmanın kapısını aralamaktır. Çünkü gerçek bilgelik, zihni susturup kalbi dinlemekle elde edilir ve iç huzur, bu sessizlikte yükselir."
96 syf.
1/10 puan verdi
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat ve Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara verdi. Bu dönemde yazdığı öykülerde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurgu içinde ele aldı. Tolstoy, insan sevgisi ve inanç konularını ustalığının bütün inceliğiyle işlerken, İnsan Neyle Yaşar? ile gerçek hayatı yansıtan tabloların içinde yeni bir ahlak anlayışını ortaya koydu.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019190,6bin okunma
Reklam
Bu ne hoş, değil mi? Aslında düşündüğümüz kişiler olmadığımızı görmek.
Başkalaşıma, mümküne, elikulağında surat ekşitmemize kafayı takan bizler, gerçek dışılık biriktiririz ve sahtelik içinde azmanlaşırız; zira kendimizi bilip insan olduğumuzu hisseder hissetmez, devliği hedefleriz, olduğumuzdan daha büyük görünmek isteriz.
Gerçek, hayatın acımasız olduğu ve bazı anları yaşamaktan kurtarılabileceğimizdi.
Reklam
Yalnızlık ve hoşnutsuzluk
Yapacak bir şeyinizin olmamasından korkmayın. Eğer içsel yankılanmanın kaybolup gitmesine izin verirseniz, kaybolacaktır- ve onunla birlikte sahte ben de. olmayı yapmaya tercih edin ve bir gün artık gerçek olduğunuzu kanıtlamak için bir şey yapmanız gerekmeyeceğinden, yaptığınızdan ya da yapmadığınızdan ötürü acı çekmezsiniz. gerçeksiniz ve bunu biliyor olacaksınız.
…annen bana senin gerçek kişiliğini anlatmaya başladı. Senin iki büyük kusurundan, gururundan ve onun deyişiyle 'para konusunda çok yanlış' düşündüğünden söz etti. Nasıl güldüğümi çok iyi hatırlıyorum. Birinci kusurunun beni hapse, ikincisinin de iflasa sürükleyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti.
Sayfa 35
"Her yaşam formu doğduğunda sıfırdan başlıyordu. En temiz haliyle. Güçlü ve çok kıymetli aurası ile. Çocuklar bu yüzden her zaman güçlüdür. Eğilip bükülebilirler. Düşüp kalkabilirler. İçten kahkahalar atabilirler. Büyürken sahip olduğumuz o enerji bariyeri yaşanılanlarla birlikte darbeler alır. Karanlık yanlarımız, üzüntülerimiz, öfkelerimiz, hayal kırıklıklarımız, gerginliklerimiz üst üste binen darbelerle güçlü bariyerimizi aşmaya başlar. Mutsuz bir yaşam sürdürdüğümüz müddetçe bariyerimiz hasar görmeye devam eder. Kötü beslendikçe, düzensiz bir hayat sürdükçe. Yorgun uykularla. Yetersiz uykularla. Emanet değil de bir kum torbasıymış gibi davrandığımız bedenimizle. Yaşam boyu bütün bu yanlışlar sebep olduklarımız veya olmadıklarımız, barıyerimizi yormaya ve yıkmaya devam eder. Akıl, beden, ruh, kalp ve zihin birdir. Ve o darbeleri hepsi birlikte alır. Kalbimiz kırıldığında sadece hissettiğimizi biliriz ama bedenimizi nasıl etkilediğini düşünmeyiz. Kötü uyandığımız bir sabah yaşadığımız kas ağrılarının gün boyu zihnimize neler yaptığının farkında olmayız. Bilseydik yapmazdık. Fark etseydik engel olmaya çalışırdık. Zaman bir aldatmacaydı. Saatler de öyle. İhtiyacımız olan her şeyi doğa bize söylüyordu. Güneşle birlikte uyanmak, gece sağlıklı ve kaliteli uyku çekmek. Doğada yaşayan besinleri tüketmek. Bedeninle tıpkı görünen yüzünle ilgilendiğin gibi ilgilenmek. Kafanın içinde nelerin dolaştığına dikkat etmek...Bunlar iyileştiğinde su berraklaşır ve gerçek görüye sahip olursun."
Gerçek orijinal
Gerçek orijinal hasta gibi illetli gibi marazi bir haldedir ve bunun bedelini gerçek bir hasta gibi çeker, hastadan kaçılır gibi de kaçılır yanından..
176 syf.
9/10 puan verdi
ᴢᴀᴍᴀɴıɴ ʏᴀɴᴋısı • sᴇʀᴅᴀʀ ᴄ̧ᴀᴛᴀᴋ #kitapyorumu “sevdiğim herkes gittiyse ben neden buradayım?” uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan birinin yorumuyla geldim bugün. başkarakterimiz, eser’in ilk gençlik yıllarından başlayarak hayatına konuk oluyoruz. ilk aşkı müzeyyen sayesinde nasıl yaşıtlarından farklılaşıp okumaya ve kitaplara yöneliyor, bu okumalarının akabinde yazmaya devam ediyor… ilk aşkı müzeyyen’den sonra zeynep ile diyar diyar geziyor. bizde bu gezintide eser’e eşlik ediyoruz. fakat bu gezintinin sonunda annesi hastalandığı için tekrar memleketine dönüyor eser ve biz çok çarpıcı bir gerçekle burun buruna geliyoruz. sizce bu gerçek nedir? eser kendiyle ilgili neyi öğreniyor? evlenmek üzere olduğu zeynep bir anda neden ve nasıl ortadan kayboluyor? daha bir çok soruyla bizi şok eden müthiş bir finaldi. ben okurken sonunu asla bu şekilde tahmin etmemiştim. hem üzüldüm hem de gerçekten inanamadım. yazarın kalemi oldukça akıcı ve sizi tek bir satır bile sıkmadan içine alıyor. cümlelerin arasında eser’in dünyasında kayboluyorsunuz. ben başlarda anı tarzında bir kitap olacak gibi düşünmüştüm fakat harika kurgulanmış bir hikayeydi. betimlemeler, kendimize yöneltebileceğimiz anlamlı sorular, şimdiye kadar gözümüzden kaçan kıymetini bilemediğimiz anılarımız… güzel bir sorgulama serüveni oldu benim için. bu kitabı okumayan çok şey kaçırır. muhakkak okuyunuz.
bir kare mavi
bir kare mavi
Zamanın Yankısı
Zamanın Yankısı
Serdar Çatak
Serdar Çatak
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202425 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.