"1984", kitabın hikayesinin geçtiği tarih, George Orwel'ın tamamlandığı yıl olan 48 rakamlarını ters çevrilmesiyle seçilmiş ve oluşturulurmuş, bir gelecek zaman (yazıldığı zamana göre) tarihidir. Hikaye yaşadığımız dünyada geçmesine rağmen, kitap bir distopyadır. Hafiften bilim kurgu da içerir. Oldukça karanlık kabus gibi bir
Herkese selam! Nihayet kitabı bitirebildim ve bilim kurgu severlere şiddetle tavsiye edebileceğim Skyward’le geldim. Spoilersız yorum olacak, rahat rahat okuyabilirsiniz.
Spensa için babası bir kahramandır. Kitabın uzaylıları olan Krell’lerle savaşan harika bir pilottur. Fakat bir gün, tüm bu gerçekler yıkılır. Spensa bir kahramanın kızı olduğunu
İspanyol Edebiyatı'ndan okuduğum ilk kitap olan Sis, varoluşçu yazar Miguel De Unamuno’nun 1914 yılında yayımlanmış ve oldukça farklı bir teknikle yazdığı romanıdır.
Miguel de Unamuno, Madrid Üniversitesi'nde felsefe ve edebiyat üzerine eğitim almış ve bir süre de felsefe öğretmenliği yapmış bir düşünür ve yazardır. Salamanca Üniversitesi'nde
Bu elitin adı Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bu elit Türkiye’yi ve Türk milletini korumakla kalmaz, ona ilk ressamlarını, ilk doktorlarını, ilk gerçek bilim insanlarını da hediye eden kurum Türk Silahlı Kuvvetleri olmuştur, çünkü en iyi eğitimi hep Türk Silahlı Kuvvetleri vermiştir. Türk halkı geleneksel olarak ordusunu canından çok sever, çünkü o ordunun mensupları kendi çocuklandır. Kendi yavrusunun ülkesinin elitine katılmasını isteyen aileler çocuklarını asker yapar.
"Sosyoloji" adı sözlük anlamı gibi gerçekten "toplumun bilimi" olsaydı, toplumun maddi temel ilişkilerini örtbas etmeye kalkışmazdı. Sosyologların hemen hepsi, eğer Tarihsel Maddeciliği bilmezlikten gelemezlerse, onun karşısına dikilirler. Toplumun temel ilişkilerini maskelemekten, gidiş kanunlarını bozmaktan kendilerini alamazlar.
O bilimsel haydutluklar, Sosyologların yüzlerindeki maskelerini düşürmekle düzeltilemez. Ne var ki, onları, gerçek bilim adına konuşuyorlar sanan insanlar çoktur. Hele bütün öğretim, eğitim, basın-yayın onların patentleri altına verilmiştir. Bu yüzden "Sosyolog tekerlemelerini" tarafsız bilim çabası sanarak izleyen genç kuşaklara, sosyal bilimin bir Ortaçağ simyagerliği olmadığını açıklamak gerekir.
Kadınların, toplumun kendilerine biçtiği rolü benimsemiş olmasına kızdı. Hayatta gerçek bir amaca sahip olmamalarına, zengin bir adam bulup evlenmeyi en büyük gaye görmelerine sinirlendi. Fikirler henüz küçücük yaşta akıllarına kazınan, katıldıkları düğünlerde minyatür gelinlikler giyerek meçhul kaderlerine özendirilen kızlara acıdı.
Her mutluluk olasılığının dışında bırakılan bir insanın, ait olamadığı bir dünyaya karşı düşmanlık hissetmemesi için gerçek bir melek olması gerekirdi.
Montaigne’nin de dediği gibi, “Felsefenin insanlara, yaşama başlarken de ölüme giderken de söyleyecekleri var.” Gerçekten de ilk insan var olduğu günden itibaren içinde yaşadığı dünyaya uyum sağlayabilmek için ilkin kendini ve doğayı sorgulamış. Doğayla baş edip açlık, susuzluk ve güvenlik gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye
PAZ - Sürekli Otonom Bölgeler
TAZ (Temporary Autonomous Zones – Geçici Otonom Bölgeler) kuramıyla Babil Kulesi’nde açılan çatlakları değerlendirmeyi ve iktidar okyanusunda minik özgürlük adaları oluşturmayı öneren Hakim Bey, PAZ’la (Permanent Autonomous Zones- Sürekli Otonom Bölgeler) bu adaların sürekliliğinin nasıl sağlanacağını, aralarında