Ömer b. Hattâb radıyallahu anh 'den rivâyet edildiğine göre o, "Ben Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" demiştir:
"Amellerin değer ölçüsü, niyetlerdir. Herkesin eline geçecek olan da niyet ettiğidir. Binaenaleyh, kimin hicret etmekteki niyeti Allah ve Resûlü ise, onun hicreti Allah ve Resûlünedir; kimin de hicret etmekteki niyeti ele geçireceği bir dünyalık ya da evleneceği bir kadın ise, onun hicreti de niyet ettiğinedir. (Ona göre değerlendirilir).”
"Niyet hadisi” diye meşhur olan hadisimizin söylenme (vürud) sebebi olan olay, niyetin ne kadar büyük önem taşıdığına ışık tutmaktadır.
Şöyle ki; adamın biri Ümmü Kays adındaki kadınla evlenmek ister. Kadın, Medine'ye göç etmesi halinde kendisiyle evlenebileceğini söyler. Ümmü Kays'a vurgun olan adam da kalkar, hicret eden Müslümanlarla birlikte Medine'ye göçer. Durumun farkında olan Müslüman muhacirler, bu adamla kendileri arasında hicret açısından bir fark bulunup bulunmadığını merak ederler. Vaziyeti Sevgili Peygamberimize haber verirler. Efendimiz de farkı ve işin temel prensibini "Amellerin değer ölçüsü, niyetlerdir.” buyurarak açıklar. "Elde edeceği bir dünyalık ya da evleneceği bir kadın için hicret edenin gerçek muhacirlerle bir tutulamayacağını ortaya koyar.”
Bu durumun kesinlik kazanmasından sonra Müslümanlar, söz konusu şahsı zaman zaman "Ümmü Kays'ın muhâciri' diye anmışlardır.
Demek ki, yapılan iş ne olursa olsun, beklenen neticeyi vermesi için iyi bir niyete dayanmak zorundadır.