Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki?
Fotoğraf
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum..
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek
Merhaba, bugün bu kitabı biraz eleştireceğim. Katılan olur olmaz, bu yazıcaklarım bir ‘tarihçi’ olarak benim düşüncelerim.
Semerkant romanı malum çok popüler bir kitap. Ben popüler olan kitapları pek okumayı sevmiyorum, ama bu kitabı İlber Hoca tavsiye ettiği için okuma gereği duydum. Eleştirime geçmeden önce kısaca kitaptan bahsedeyim.
~
Kitap,
Üçüncü Dünya Savaşı sonucu dünya üçe bölünmüştür: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Hikayenin konusu; Okyanusya’da geçmektedir. Okyanusya iktidar partisinin sloganı “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür”. Gerçeklik duygusu partinin “çiftdüşün” olarak adlandırdığı bir düşünce biçimi ile manipüle edilmektedir. Çiftdüşün, iki çelişik
Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
Kafka iyi bir yazar olmasının yanında, aynı zamanda iyi bir gözlemcidir. Dönüşüm kitabı ütobik bir kitap olmakla beraber, bu kitapta da anlatmak istediği alt metinde eleştirel bir kavram ve özgürlük temasına vurguda bulunmuştur.
Kitapla ilgili önemli bir anektot ise: Kafka bu kitabında bir böcek resminin kullanılmamasını rica etmiştir. ( Neden
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Farkında değil misiniz?
Hepimiz hayat boyu kendi zindanlarımızı oluşturuyor sonra oluşturduğumuz zindanlara kendimizi mahkûm ediyoruz.
En acısı da bütün emeklerimizin bu zindanı inşa etmeye gitmesi...
"Hakikat şu ki, hepimiz kendi yarattığımız zindanda yaşamaya mahkûm edildik." (s. 248)
Hiç düşündünüz mü ne için
"Herkes 'sürüye' katıldığından ötürü güven içerisinde, ...sınırları 'iyice' çizilmiş bir yaşam."
Kafka'nın (1920-23) Jonouch'la konuşması
Öncelikle Dönüşüm, sayfa sayısının azlığına, üslubunun görünüşteki yalınlığına karşılık deyim yerindeyse öyle kolay yutulur lokma değil.
Kolay yutulur lokma olmamasına rağmen neden bu kadar çok