Geçen gece, körelmiş jiletimi sakladığım yerden çıkardım. Karanlıklar içerisinde kollarımı kesmeye başladım. Gece bu, saklar her şeyi. Öyle düşündüm, yanılmışım... Hücre arkadaşım, cılızlaşmış acılarıma uyandı! Beni durdurdu. Kendimi bile öldüremedim, anla... Şimdi, diyorum da kendime; asfaltın soğuk bedenine, cilalanmış kurşunlarla düşen bebeğinin acısına bile erişemedin. Onun acısını, ona tattıranlara tattıramadın. Bu mahpus bedende, bu mahpus yerde ne işin var! Hiçbir halta, hiçbir işe yaramıyorsun. Korkarım ki ölmek, senin gibi bir pervasız suçlu için kurtuluş değil, gerçek bir ıstırap olacak! Titre, titre dur! Yalnızca kork, yalnızca kork!