Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dorian Gray'i biraz daha anlatsana. Ne sıklıkta görüşüyorsunuz?" "Her gün. Onu her gün görmezsem mutsuz oluyorum. Onsuz yapamıyorum." "İnanılmaz! Sanatının dışında hiçbir şeyi umursamadığını düşünürdüm." "Artık benim sanatım o," diye cevap verdi ressam ciddi bir ifadeyle. "Bazen düşünüyorum da
Weberci sosyolojiyi savunmamın bir başka yönü, Weber'in güç (iktidar) çözümlemesinde, toplumsal eşitsizliğin kaçınılmazlığını kabul etmesindeki önemli bir gerçekçiliği barındırması argümanıdır. 'Gerçekçilik' ile kastettiğim, tüm sosyolojik kuramların, toplumsal tabakalaşma ve elbette toplumsal eşitsizliğin kaçınılmazlığını kabul etmek zorunda kalacak olmalarıdır. Empirik olarak tarihte eşitsizliğin olmadığı bir toplum bilinmemektedir. Ayrıca, tüm toplumların eşitsizlikçi ya da en azından tabakalaşmış olması gerektiğini öne sürmenin inandırıcı kuramsal nedenleri vardır.
Reklam
Ruhla bedenin bağdaşması... ne büyük şeydir bu! Kapıldığımız çılgınlık içinde, bu ikisini birbirinden ayırmışız, bayağı bir gerçekçilik, bomboş düşünce kalıpları yaratmışız...
Onlar ne sağcı, ne solcu, ne ülkücü, ne sanatçı, ne de.... Ne de. Yanlışlıkla bişey olmuşlar. Ayaklarının kokusunda bile bu şey var. Sıradanlık, ödleklik, kötülük mayasıyla doldurulmuş topluluklar. Onlar için komik bir duyguyu ifade etmek bile çok zor. Önlerinde ne varsa onunla savaşıyorlar. Seçmiyorlar, düşünmüyorlar, elemiyorlar, sevmiyorlar, görmüyorlar. Sadece yalan ve yavan olanı estetize ediyorlar. Temkinli hayaller kuruyorlar. Buna gerçekçilik ismini takmışlar. Ama rengi bozuk bir sürahi kadar gerçekler. Varlığı dışında hiç bir anlam taşımayan boş vitrin sürahileri... Ele geçirmek, kazanmak, ikinci bir ağızla övülmek derdindeler. Sanırım bu yüzden giydikleri her neyse hep onu giymek zorundalar. Yaptıkları iş her neyse bunu hep devam ettirmek durumundalar. Yoksa korkunç bir şey olur ve biri kalkıp onlara KİM OLDUKLARINI sorar.
Pilon 'un şarap aşkı
"Şu çiy damlaları birer elmas olsaydı," dedi Pablo, "köşeyi dönerdik. Ömür boyu sarhoş dolaşırdık." Ancak, gerçekçilik denen lanetten yakasını kurtaramayan Pilon atıldı: "O zaman herkesin haddinden fazla elması olurdu. Ve elmaslar beş para etmezdi, oysa şarap her zaman pahalıdır. Keşke bir gün boyunca gökten şarap yağsaydı, bizim de dolduracak depomuz olsaydı."
Hayaller insandan insana değişir fakat dünyanın gerçekliği, herkesin ortak gerçekliğidir. Gerçekçilik arayışının meşruiyeti de doğrudan sanatsal serüvene bağlı olmasından gelir.
Reklam
(...) zaman... zaman bizi nasıl da önce bir yere bağlıyor ve sonra kafa karışıklığına sürüklüyor. Kendimizi sadece güvende hissediyorken olgun olduğumuzu düşünüyorduk. Sorumlu olduğumuzu hayal ediyorduk, oysaki sadece korkakça davranıyorduk. Gerçekçilik diye adlandırdığımız şey, olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmacın bir yolu çıkıyordu. Zaman... bize yeterince zaman verin, o zaman en iyi desteğe sahip kararlarımız sallantılı, kesinliklerimiz gelgeç şeyler olarak gözükecektir.
"Hiçbir şeyde, işitiyor musunuz?" diyordu. "Hiçbir şeyde! Gerçekçilik, sanatın değerini düşürüyor."
(...) zaman... zaman bizi nasıl da önce bir yere bağlıyor ve sonra kafa karışıklığına sürüklüyor. Kendimizi sadece güvende hissediyorken olgun olduğumuzu düşünüyorduk. Sorumlu olduğumuzu hayal ediyorduk, oysaki sadece korkakça davranıyorduk. Gerçekçilik diye adlandırdığımız şey, olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmacın bir yolu çıkıyordu. Zaman... bize yeterince zaman verin, o zaman en iyi desteğe sahip kararlarımız sallantılı, kesinliklerimiz gelgeç şeyler olarak gözükecektir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.