İlk bakışta insanlara hemen inanıveren, söylenen sözlerin gerçekliğinden kuşkusu olmayan bir genç izlenimi bırakırdı. Fakat, kendisinde, gerçeklere karşı dalgın duran bu yanı iyi bildiği için, kimsenin aklına gelmeyen yersiz ve gerçekdışı kuşkulara kapılırdı. Öylesine söylenmiş sözlerin altında gizli anlamlar arar, kimsenin onunla ilgilenmediği bir sırada kendisiyle alay edildiği endişesine kapılarak azap çekerdi. Bir söz yüzünden gecelerce uyuyamaz, huzursuzluk içinde kıvranırdı.
Olmayan, ideal veya şeytansı kadın, ama her zaman fetişleştirilen kadın, bu üretilmiş kadın, bu mekanik Havva, bu zihinsel nesne cinsiyet ayrımına meydan okur. Arzuya ve arzunun öznesine meydan okur. Dişiden daha dişidir: nesne-kadındır. Ama yabancılaşma söz konusu değildir; zihinsel bir nesne, katıksız bir nesne (kendini özne olarak kabul etmez), gerçekdışı, makyajlı, beyinsel, beyin hücrelerini ve libidoyu yiyip yutan ve libidoya ilişkin bir varlık söz konusudur.
Onun aracılığıyla cinsellik cinsel ayrımı yadsır, arzu kendine tuzak kurar, nesne intikam alır.
... tam anlamıyla kendiniz gibi davranmak istemeniz tamamıyla gerçekdışı bir taleptir.
.. günümüzde insan, parçalanmış ve parçaları başka insanlarla iç içe geçmiş vaziyette yaşamakta;
rüyanızda gördükleriniz bile hem rüya görmekle hem de başkalarının gördüğü rüyalarla alakalı; yaptıklarınız birbirleriyle, ama daha çok başkalarının ne yaptığıyla, kanaatleriniz de ancak en ufak parçasının size ait olduğu kanaatlerle alakalıdır:
Buna göre tam anlamıyla kendiniz gibi davranmak istemeniz tamamıyla gerçekdışı bir taleptir. Oysa aksi gibi; ömrü boyunca hep kanaatlerini paylaşmanın, bir eylemden en büyük verimin elde edilmesini sağladığı için ahlaki çelişkilerin ortasında yaşama cesaretine sahip olmanın gerekliliği ..