Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Pupa Hava, fantastik öykü (6. Kısım)
Zaten birilerine söyleyecek olsa bile kimse inanmazdı mutlaka. Kızın, aklından geçeni dile getirdi diye çevresindeki yetişkinlerden sık sık azar işittiği olurdu. Gerçeklik ve hayal ayrımını yapamadığını söylerlerdi. Kızın düşüncelerinin şekli ve renkleri, diğer insanlarınkinden oldukça farklı gibiydi. Kendisindeki sorunun ne olduğunu, kız tam
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
+ Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki ? - Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşın. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur !
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Machiavelli'den bu yana gelmiş geçmiş bütün siyaset adamları belki de şunu hep biliyorlardı: İktidarın kaynağı simülasyona uğratılmış bir mekâna hükmetmedir; siyaset gerçek bir işlev ya da gerçek bir mekân değil bir simülasyon modelidir ve o modelin en belirgin icraatı da gerçekleşmiş etkiden başka bir şey değildir. Sarayda bulunan bu kör nokta, mimariden ve kamusal hayattan koparılmış olan bu yer, bir bakıma bütünü çekip çevirir. Doğrudan ifade edilmiş bir karar uyarınca değil de bir tür iç tersinmeyle; ilkel ritüellerdeki gibi gizlice icra edilmiş kuralda bir tür devrim yaparak; gerçekliğin bünyesinde bir tür delik açarak; bir tür ironik görüntü değişikliğiyle yönetir -o, gerçekliğin yüreğine gizlenmiş eksiksiz bir simülakrdır ve bütün işlemlerinde gerçeklik ona bağımlıdır: O, görünümün sırrından başka bir şey değildir.
Sayfa 87 - AyrıntıKitabı okudu
Yaşamın her bir görünümünden kopmuş olan imajlar, bu yaşamın birliğini yeniden kurmanın artık mümkün olmadığı ortak bir akışta kaynaşırlar. Kısmî olarak göz önünde bulundurulan gerçeklik, ayrı bir sahte-dünya olarak, salt seyrin nesnesi olarak, kendi genel birliğinde sergilenir. Dünyasal imajlardaki uzmanlaşma, aldatıcı şeyin hakikatle yüz yüze gelmekten kaçındığı özerkleşmiş imaj aleminde kendini tamamlanmış bulur. Genel anlamda gösteri, yaşamın somut tersyüz edilişi olarak, canlı olmayanın özerk devinimidir.
Batılı filozoflar, özne mefhumu bakımından farklı bir tavrı olduğu için Uzakdoğu düşüncesi ile kendi düşünceleri arasında karşıtlık kurarlar. Batı için temel bir apaçıklık olan benliği, bunun yanılsamalı olduğunu göstermeye önem veren Hinduizm, Taoculuk ve Budizm yadsır. Onlar için her varlık, kaçınılmaz biçimde çözülüp dağılmaya yazgılıdır; basit
Korkunç olan bir şey, düşleri geride bırakan bir gerçeklik varsa, o da yaşamak,güneşi görmek, erkeklik gücüne tam olarak sahip olmak, sağlıklı ve neşeli olmak, yiğitçe gülmek, karşıda duran göz kamaştır zafere koşmak, göğsünde bir ciğerin soluk aldığını, bir yüreğin çarptığını, beyninde bir iradenin akıl yürüttüğünü hissetmek, konuşmak, düşünmek, umut etmek, sevmek bir anneye, bir kadına, çocuklara, aydınlığa sahip olmak ve birden birkaç saniyelik bir çığlığın ardından bir uçuruma yuvarlanmak, düşmek ezmek, ezilmek, buğday başaklarını, çiçekleri, yaprakları, dalları görmek, hiçbir şeye tutunamamak, boşuna çırpınmak, kılıcın bir işe yaramadığını, altında insanların, atların olduğunu, karanlıkta bir çiftenin kemikleri kırdığını, bir topuğun gözleri oyduğunu hissetmek, atların nallarını öfkeyle ısırmak, boğulmak, hırlamak, büzüşmek, altta kalmak ve kendi kendine şöyle demektir: Az önce yaşıyordum'
Reklam
Gerçeklik bir nebzeye kadar bizim inşa ettiğimiz, kendisini ancak bizim aktif katılımımızla ele veren bir şeydir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Geçmiş tamamen hayaldi artık ve tek gerçeklik içinde bulunduğum mekandı
Çalışmayı sevmem -kimse sevmez- ama çalışmadaki bir şeyi, kendini bulma şansını severim. Kendi gerçekliğin -başkaları için değil- -senin için- başkalarının asla bilemeyeceği bir gerçeklik. Onlar sadece dıştan görünebilen şeyleri bilirler. Bunların arkasındaki gerçek anlamı bilemezler.
Kendini Sıfırlamak
sunyata anlayışı, Budizm'de sahip olduğu özgün anlamdır. Bu şu soruyla akla geliyor: Boşluk neyin boşluğudur ? Alex Wayman şöyle açıklıyor: Ananda Buda'ya "Dünya geçersizdir" sözünü sordu. Buda şöyle açıkladı: "Benlikten ya da kendine ait olandan yoksun olduğu için, bu nedenle, 'Dünya boştur'." Buda şunu
Reklam
Brahman'da Nirvana
Sufi terimi fena, "yok olma" veya "yok olma" anlamına gelir. Bireysel egonun aşkınlığını ifade eder ve Sufizm'de nirvana , "söndürme" (kelimenin tam anlamıyla bir mumun sönmesi) ile doğrudan eşdeğerdir. Bazı Sufiler, nirvanayı , Budizm'de Boşluğun Berrak Işığı olarak bilinen nur-u fana - Yokoluş Işığı ile
Sallanan Kavun ve Yeni Yaratılış
Seng Ch'üan, “İki Gerçek” teorisini (yani, daha düşük, geleneksel, göreceli bir gerçek ve en yüksek, mutlak gerçek vardır) ustaca bir metaforla açıklıyor: “Bu, kavunun suya batırılmasına benzetilebilir. Elinizi kaldırdığınızda kavun tam olarak belirir; bu sıradan gerçektir (gerçeklik). Aşağı ittiğinizde kavun kaybolur; bu en yüksek gerçektir
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.