"peki bunca yıl ne yaptın? hayatının en iyi yıllarını hangi mezarlığa gömdün? gerçekten yaşadın mı yoksa yaşadığını mı sanıyorsun?"
"Bunca yıl ne yaptın? Hayatının en iyi yıllarını nereye gömdün? Gerçekten yaşadın mı yoksa yaşadığını mı sanıyorsun be adam?"
Sayfa 37 - Metropol YayınlarıKitabı okudu
Reklam
BEYZA ALKOÇ | SIFIR KİLOMETRE #ALINTI
' İyi geceler gelmemeye giden adam... Ne olur gel artık. ' " Hala aynı yerdeyim,hala aynı yerde hala aynı sessizlikte bekliyorum. Sessizlikte insan belki aradığını duyar dedim, ama şarkıları hiçbir zaman kapatmadım. Zira ben seni şarkı dinlerken daha iyi duyuyorum. Senin bana 'söyleyebilecek kelimelerin kalmadı, senin yerine şarkıları dinliyorum. Çünkü biliyorum, sen de öyle güzel konuşursun, bir farkın yoktur şarkılardan. Bir şarkı gibi senin de notalarını ezberlemişim, her çalan notada bir sonrakini bile tahmin edebiliyorum. Oysa şimdi sen neredesin, ben neredeyim. Notalar kadar yakın değiliz birbirimize, ama bil ki biz de notalar gibi yan yana olsak bir şarkı çıkar ortaya... Sevgilim, ben her şekilde aynı yola çıkıyorum. Hala aynı yerdeyim, hala ayni yerde bekliyorum. Dönüp dolaşıyorum, bir sürü sokağa giriyor bir sürü caddeyi geçiyorum, sahillerde dolaşıp aynı yola çıkıyorum. Dünya mi yuvarlak gerçekten yoksa ben mi çıkmazdayım..."
Harika bir geceydi, belki de sadece gençken yaşanabilen gecelerden biriydi, sevgili okur. Gök öyle yıldızlıydı, öyle aydınlıktı ki, ona bakınca insan ister istemez kendi kendine soruyordu: Böyle bir göğün altında huysuz ve kaprisli insanlar yaşıyor olabilir mi gerçekten? Bu da genç bir soruydu, sevgili okur, çok genç , ama Tanrı böyle soruyu eksik etmesin yüreğinizden!.. Kaprisli ve huysuz insanlardan bahsetmişken, o günkü iyi huylu halimi hatırlamadan edemeyeceğim. Sabah erkenden tuhaf bir sıkıntı işkence etmeye başlamıştı bana. Birden tek başıma olduğumu, herkesin ortalıktan kaybolmuş ve beni terk etmiş olduğunu fark etmiştim. Elbette, haklı olarak sorulabilir: Kimmiş bu herkes?
Biraz uzun oldu ama, üzgünüm sanki kitabı yeniden okutur gibi :')
ROMEO: Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne? Evet, orası doğu, Juliet de güneşi! Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı, Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi. Soytarılar giyer bunları
Peki, bunca yıl ne yaptın? Hayatının en iyi yıllarını hangi mezarlığa gömdün? Gerçekten yaşadın mı yoksa yaşadığını mı sandın?
Sayfa 37 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
261 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.