“Önce Güçlenelim Sonra Direneceğiz” mi
“Önce Direnelim, Sonra Güçleneceğiz” mi? Zulme karşı sessiz kalmanın en önemli sebeplerinden biri “önce güçlenelim, sonra direneceğiz” gerekçesidir. Bu sağlıklı bir gerekçe değildir. Hiçbir peygamber böyle bir gerekçeye sığınmamış; Nemrutlara, Firavunlara, Ebu Cehillere karşı tek başlarına da olsa itiraz etmişlerdir. İslami direniş “güçlenirsek direneceğiz” değil “direnirsek güçleneceğiz!” mantığı üzerine kuruludur. Ayet “üstünseniz inanırsınız!” demiyor, “inanıyorsanız üstünsünüz!” diyor. Bu mantık, gerekirse en sevdiğimiz şeylerden vazgeçme ve onları feda edebilme ahlakına dayanır. Böyle bir mantığa ve ahlaka dayanan bir hareket Allah’ın inayetiyle güçlenir; zalimlere karşı koyabilmek için pek çok imkana kavuşur. Bugün olmasa da yarın kavuşur. Emperyalistlere asla boyun eğmez. Bizler öldüğümüz, sürüldüğümüz, yalnızlaştırıldığımız zaman değil boyun eğdiğimiz zaman kaybederiz. Nitekim Allah, taş atan çocuklardan füze atan bir direniş var etmiştir. O'nun her şeye gücü yeter ve o vaadinden asla dönmez. Direnmek O'nun vaadine gönülden inanmaktır.
Mücahit Gültekin
Mücahit Gültekin
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Reklam
Arzularımızın farkında olsak da genellikle arzularımızın nedenlerinin farkında olmayız. "Bir şeyin iyi olduğuna hükmettiğimiz için onun için çabalayıp onu arzuluyor değilizdir. Tam tersine, ona yönelik arzu duyduğumuz için onun iyi olduğuna karar verir ve ona kavuşmak için çabalarız." (Spinoza, Etik, Bölüm 3, Önerme 9) Spinoza defalarca şöyle der: Arzularımızın farkında olsak da, genellikle arzularımızın nedenlerinin farkında olmayız. Arzularımızı gerçekleştirmek için her türlü argümanı ve gerekçeyi bir araya getirmek için enerjimizin büyük bir kısmını harcıyoruz. Ancak bu gerekçe ve muhakemelerin arzularımızın sonucu olduğunun farkında değiliz. Yani neyin iyi neyin kötü olduğuna dair kendimize ve başkalarına anlattığımız hikayeler arzularımızın nedenleri değil, arzularımızın sonuçlarıdır. örnek Güç ve sosyal statü arayışı içinde, kendisinin diğerlerinden daha iyi olduğuna inanan ve bu nedenle aradığı sosyal statü ve gücü hak eden bir kişiyi düşünün. Bir anlamda iktidarı ele geçirmek için kendini diğerlerinden üstün ve asil görmekte, bunu da iktidar arzusunun gerekçesi olarak görmektedir. Oysa kibri ve söyledikleri iktidar arzusunun bir sonucudur tam tersi değil. Bu nedenle, bir kişi güç arzusuna sahip olduğu için kendisini diğerlerinden daha üstün görür yoksa gerçekten diğerlerinden daha üstün olduğu için güç ve sosyal saygınlık arzusu duymamıştır.
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
ERZİNCAN - İLİÇ !
Bu yazı yazıldığında ve 9 mu 12 mi olduğu bilinmeyen işçinin siyanürlü toprak altında kaldığında tarihler 13 Şubat 2024 tarihini gösteriyordu. Efendim, bilindiği üzere kurtuluş günü 13 Şubat olan güzel Erzincan'ımızın küçük bir ilçesidir İliç. Geçerseniz önünden veya girerseniz bu kente, bir kapıya denk gelirsiniz. Roma'daki,
.... 1908 Devrimi: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adalet 23 Aralık 1876, Haliç Tersanesi’ndeki Bahriye Nezareti’nde İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve Osmanlı heyetleri toplantı hâlindedir. Konu, Osmanlı’nın Balkan toprakları ve büyük devletlerin bu topraklar üzerindeki çıkarlarıydı. Batılı devletler ile Rusya
Reklam
Bugün bir diziye başladım ve bir sözden etkilendim. "Savaş başlatmak için gerekçe her zaman bulunabilir. Gerekçe güçten gelir. Gücün varsa herhangi bir bahaneyi gerekçen yapabilirsin; fakat güçsüzsen ne kadar haklı bir gerekçen olursa olsun karşıt görüşten ibarettir." Malesef günümüz siyasetinin konusu budur. Güçlünün istediğini yapması doğru olduğundan değil, gerçek olduğundan bu sözden etkilendim. Devleti korumak için güçlü olmak gerekir, güçlü kalabilmek için de o gücü kullanmak elzemdir. Gücü kullandığınızda karşı tarafta korku yaratırken, kullanan taraf zafer sarhoşu olabilir. Daha fazla güç arzular, daha fazla güç kullanır. Güç bağımlılık yapar, gücü kullananda güçsüzlük korkusu yaratır. Ve malesef bu kırılması zor bir kısır döngüdür.
Yaşama Uğraşı
Nilgün Marmara, intihar mektubunda eylemi için, her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak zorunda oluşunu gerekçe gösteriyordu. Kötücül düş... Tolstoy da manik depresif olarak kurguladığı Anna karakterinden söz ederken içinde taşıdığı tuhaf bir kötülük gücü diyordu, kendini duygularına bırakmasına izin vermiyordu. Sylvia Plath'in son bir, birbuçuk yılına odaklanan bir otobiyografik roman olan Delice Coşkun'da yazar, Plath'e şunu söyletiyor: "... içimdeki pisliği, zaman durup muhafaza edilinceye kadar ve beni bağışlayan okyanusun suyu gibi akıncaya kadar dışarı akıtmak istiyorum."
Diyalektik Politik - Hile, Laiklik, Cahiller, Din
_Kanun ve Adalet_ _John Trenchart ve Thomas Gordon: Hukuksuz gücü savunup, keyiflerine göre hareket etmek isteyenler kadar arsız ve bencil sahtekarlar emin olun yoktur. Dilediklerine zulmederler ama kendilerine her ne zaman küçücük bir zarar dokunduğunu zannetseler, mağduriyette en gürültücü, davranışlarında ise en insafsız olanlarıdır. Ancak,
İnsan Yaratılışında Evreler ve Evrimleşme: İnsanın yaratılışını tanıtan ayetler açık bir biçimde birtakım evrelerden ve bunun sonucu olarak da bir evrimleşmeden söz etmektedir. Bu, kelimelerin sıralanışından doğan ve aksini düşünmek mümkün olan bir yorum değildir. Kur'an kullandığı kelimeler arasına "sunime" (daha sonra,
Reklam
Öyle ya Özgür ve Serbest Dağılım
Serbest piyasa dedikleri , kibarca söylenmiş bir söylev midir? Ya da kanun ? Veya gerekçe ? Boyle bir durumda insan da (serbest) kendi adaleti ile serbest bırakılmalı . Özgürlükse , o da serbest olmalı , isteyen istediğini yapmalıydı Ceza yok, hak aramak talep etmek olmadan. **kim kime gücü yeterse....**
Resim