Hüseyin Y.

508 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Yaşar Kemal okumak ateşe uzanmanın yanında gönüle serpilen suyun serinliğini hissetmektir. Beklemenin, sabrın, gidip gelmeyenin, geride kalanın, ölümün, toz olmanın, yok olmanın, ateşin, tüfeğin, sevdanın, gurbetin, yaşama tutunmanın, doğunun, batının öyküsü. Katman katman işlediği her bir kahramanın acısına ortak ediyor okuru. Okuduğum en güzel mübadele romanı olabilir. Kaybettiğimiz nice doğal güzellikler var. Bugün sıkıştığımız şehirlerde kuşu, böceği, çiçeği, ağacı ne görüyoruz ne anlıyoruz. Bir adım bir dünya onun kelimeleri. Doğadan ne kadar uzaklaştığımızı her bir kitabında hissediyorum. Değişen çok şey varken değişmeyen tek şey savaşlar.Yarım kalan bedenler, ölenlerin ardından yakılan ağıtlar.
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20173,963 okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Yeni nesil nasıl faşist, nasıl öldürmeye istekli, nasıl nefreti içselleştirmiş yetiştirilir? Nazi Almanya’sında ahlakın çöküşüyle en büyük erdem itaat olmuştur. Öğrenciler birer asker olarak görülmektedir. Dinledikleri şeyler, müfredat, hatta ne düşünecekleri bile siyasi erkler tarafından belirlenmiştir. Kurallar katı ve baskıcıdır. En ufak bir şey sizi vatan hainliğine götürebilir. Herkesin gözü kulağı açık ama vicdanı kapalıdır. Hikaye böyle bir ortamda, başlarda Tanrı’ya inanmayan, sonrasında Tanrı’nın adaleti sağlayabilecek tek şey olduğuna inanan bir öğretmenle sınıftaki öğrencileri arasında gelişiyor. Susmakla bedel ödemek arasındadır. Öğretmen ile diğer karakterler arasındaki diyaloglar ve öğretmenin bu diyaloglar sonucu zihnindeki düşünceleri akıcı, sürükleyici bir dille anlatılmış. Tek oturuşta okunabilecek, alt zemini çok kuvvetli, tarihi eskimeyecek birçok çıkarım yapılabilecek bir öykü.
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20213,024 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Deneysel kitaplarla bağ kuramıyorum. Mizahi diliyle bazen ne anlattığını anlamadığım bu kitabın en güzel yanı kısa ve hızlı okunabilir olması. Antimilitarist bir hikaye. Savaşmayı reddeden bir askerin serüveni. Asker arkadaşlarıyla beraber yollarını arıyorlar, hatta demokrasiyi işin içine katıp seçim bile yapıyorlar. Kahramanın adını koymuyor Perec. Karabir şeyler diyor, sürekli farklı farklı isimler alıyor. Kitabın sonunda yazarın yaptığı kelime oyunlarının fihristi eklenmiş. Belki de edebi anlamda bana yetmemesinin en büyük nedeni bu kelime oyunlarının orijinal dilinde daha etkili olmasıdır. Yazardan okuduğum ilk kitap, belki yanlış olan bu kitabı ilk seçmemdir. :)
Bahçedeki Gidonları Kromajlı Pırpır da Neyin Nesi?
Bahçedeki Gidonları Kromajlı Pırpır da Neyin Nesi?Georges Perec · Metis Yayınları · 2010319 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Birhan Keskin okumak zordur. Bütünlük içerir kitapları, ardı ardına, masadan kalkmadan okumayı gerektirir. Duyumsama işidir onun şiirini anlamak. Ot olabilmektir yolun kenarında, gözü yolda olana Dur olabilmektir. Hıncahınç birleşip, çoğalıp, dağılan, ayrılan bedenlerin,aşkların sevdaların çığlığını duyuruyor kitap. Birine ömrümü sana adadım demenin büyüklüğünün karşılığını, yolda bırakılmanın adaletini arıyor taş parçaları şiirinde. Uzun bir ayrılık kitabı Y’ol. Günün içerisinden sesleniyor, bugünden. Yapay ve ağdalı bir dili yok. Okuması keyif veriyor.
Y'ol
Y'olBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20145,3bin okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Saklı kısmı önce okunmalı.
Ayfer Tunç kalemini hep sevmişimdir. Bellek üzerine, anıları zihnimizde yoğururken kattıklarımız üzerine. Geçmişi anarken geçmişi yeniden inşa ederken yaptıklarımız üzerine. Yine içi yoğun acıyla, melankoliyle dolu bir dünya. Unutmak bir yalanlama mıdır? Çeşit çeşit geçmişler; gerçeği bir, dönüşümü sonsuz olan. Yeniden çizeriz hatıraları. Gerçeği yalanlarla bezeriz anlatırken, inandığımız yalanlarla, Kendimiz kendimiz değilizdir. Olmak isteneni, olmuş olması isteneni hatırlarız, kurgularız.. Bu kitabı elime alırken keşke üzerine biraz araştırma yapmış olsaydım. Öylüleri okurken hep bir eksiklik hissettim. Çünkü iki kitabının birleşimi olan bu baskıyı okurken önce Saklı’nın okunması gerektiğini bilmiyordum. Evvelotelde’ki her hikaye daha önce yazılmış Saklı’da yer alan bir hikayenin yansıması, bu yüzden ikinci kısım önce okunmalı.
Evvelotel - Saklı
Evvelotel - SaklıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20191,071 okunma
Reklam
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Yaşar Kemal okumak Anadolu’yu, Mezopotamya’yı okumaktır. Kürdü, Türkü, Rumu anlamaktır. Dinleri sorgularken inancın yüceliğine saygı duymaktır. Acıyı yaşamadan sızlamaktır. Çelişkilerin içinden bir dünya yaratır, yansıtır, aktarır. Dörtlünün ilk kitabında mübadelenin iç dünyasına, zorluklarına, zalimliğinde, yüzsüzlüğüne tanıklık etmemizi sağlıyor. Onun anlatılarının bir havası, bir rüzgarı var. Bir adada, bir çölde, bir Allahüekber dağlarındayız. Yeri neresi olursa olsun savaş insanı insanlıktan, yaşamı yaşamlıktan çıkarıyor. Usta yazar okuru bulunduğu andan alıp; kah mübadeledeyle topraklarından edilmiş bir Rumla beraber bilenmeze yolcu, kah Yezidilere soykırım yapılırken insan yaşamını kutsayan öldürmeyen bir yezidiye arkadaş, kah bedevilerden kaçan biriyken çöl emirinin misafiri yapıyor. İlle de savaşın mezalimliğinin tasviri. Savaşın karşısında barıştan yana olmak insanın doğaya, kendine mecburiyetidir.
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,4bin okunma
92 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Doğayı seviyorum. Hemen hemen hepimizin kuracağı iki kelimelik bu cümlenin derinliğinden yoksun olan bizlere tokat atan bir kahramanın, Rosalie’nin, öyküsü. Doğanın kutsallığı, varoluşundaki mucizeler, insan hayatına yön verişi, ondan çalınan değerler eşliğinde bir kalp meselesinin anlatısı. Yazarın, kahramanın diliyle kızıyla diyaloglarında açığa çıkan modern olana saygı duymasının yanında gittikçe gözden yitirilen, sunileşen doğa sevgisine bir isyanı. Yaşam ve ölüm, genç ve yaşlı, eski ve modern kendi içlerinde bir diyalektiğe sahip. Aşkın tinsel ve bedensel yansımaları, hangisinin hangisinden önce geldiğinin araştırması. Değişen toplumun sanat üzerindeki etkisi. Kitap döneminin birçok alanına gedik açarken okuru betimlemeleriyle muhteşem bir geziye de çıkarıyor.
Aldanan Kadın
Aldanan KadınThomas Mann · Can Yayınları · 20121,356 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Duyuları görü haline getirirken, gölge bırakan bir kalem Sema Kaygusuz. İnsana, yaşama, doğaya göndermeler yaparak bütünleşmenin önündeki türcülüğe karşı baş kaldırıyor. Bütün yabancılara açık olmamızı sağlıyor, ötekine ses veriyor, diğer oluşlara saygı istiyor. Onun öykülerinde ardıç ağacı da, bir sülün kuşu da, bir yılan da konuşabilir, bakış atabilir, hislenebilir. Açlık, doyum, doyumsuzluk arasında gerilimli, süprizlere açık, hayal gücünün yansıdığı öyküler. Kitabın inceliğine rağmen öykülerin hepsinde farklı tatlar var. Okumak zor, ağdalı bir dili var, imgelemlerle dolu. Açlık salt yeme dürtüsü olarak değil onun çok ötesinde; önlenemeyen arzular, doyumsuzluk, gücün getirdiği iktidar olma isteği, tüketmenin şehveti ve daha birçok bağlamda. En az beğendiğim Sandık Lekesi öyküsü oldu. Fazla uzamış gibi geldi. En çok beğendiğim ise Sülün. Sülün; arzuları ve erkliğe girişi sırasında travma yaşayan bir avcının psikozunu anlatıyor.
Doyma Noktası
Doyma NoktasıSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2015498 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Savaş her şeyi değiştirir. Acı ve zulmün tavan yaptığı, yıkımın hayatın her alanına yayıldığı, dünyayı sarmalayan 2.Dünya savaşından dönen Alman Beckmann’ın hikayesi. Kitabı daha önce çokça duymuştum, okuyanların neredeyse tamamı kitaptan müthiş bir okuma zevki almıştı. Kitabın başına konulan kitabın Türkiye’deki basım süreci hakkındaki giriş kitaba duyduğum merakı çok fazla arttırdı. Savaşın içyüzü, öncesi ve sonrası tüm çıplaklığıyla. Savaşın toplum ve bireyler üzerindeki travmalarını barındırıyor. Beckmann Ölümle, Allah’la, Ötekiyle, Binbaşıyla, prodüktörle diyaloglarında savaşın gerçeğini dışavuruyor. Kendi yaşamından esinlenip kurguladığı eserinde Borchert belki de savaşı yansıtmaktan çok savaş çığırtkanlarına, savaşa olumlu bakan toplumlara sesleniyor. Bugün adına Dünya Savaşı denmese de dünyanın birçok yerinde savaşlar devam ediyor, sanırım insanlık tarihi boyunca savaşsız bir dönem olmayacak. Barışın kutsallığı, insan hayatının anlamı üzerine mutlaka okunmalı.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İç döküşün, ayrılığın, geride bırakılanın duyumsayıklamalarının romanı Müsait Bir Yerde İnebilir Miyim. Günlük içeren kitaplarda öncelikle baktığım, gerçek günlük yazımına mı yakın yoksa okuyucuyu içine çekmek için edebi sözlerle mi bezenilmiş? Böyle kitaplarda aradığım edebi kaygıdan ziyade samimiyet. Kahramanın geride kalmışlık, sıkışmışlık hissi derinlemesine okuyunca geçiyor. Sınırdasındır, devam etmek ya da edememek arasında bir adım vardır. Hayatta önemli olan düşünceleri zihin dünyamızda yaşamaktan çok onları dışa vurmak, dile getirmek. Tercih edilmemiş yalnızlık insanın tüm yaşantısını etkileyen bir olgu. Ülkenin yakın tarihine ilişkin toplumsal sorunlarını satır aralarına işleyen Karin Karakaşlı’nın daha çok okura ulaşmasına dileğiyle.
Müsait Bir Yerde İnebilir miyim?
Müsait Bir Yerde İnebilir miyim?Karin Karakaşlı · Can Yayınları · 201754 okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Karşılıksız aşk konulu enfes bir kitap okudum. Yazarla tanışma kitabım. İlmek ilmek işlemek tabirini kullanmak çok yerinde olacak. Derin ve incelikler dolu bir kurgu. Sürükleyici dilini çok sevdim. Bir süre önce eleştirdiğim neredeyse her öykü kitabının 6-7 Eylül’ü içermesi konusu hakkındaki düşündüklerimi değiştiriyorum; önemli olan dil, kelime dağarcığı, akışkanlık. Bu kitapta o günleri anlatan bir mektup var. Ara ara açıp okuyacağım bir mektup. Gerçeküstü aşkın gölgesinde bir yaşamın yükselişi, yükseldikçe çöküşü. Kapıyı içerden kilitleyip, gönüle girişlerin ömür boyu yasaklanması. Her yara kabuğunun altında yaşar.
Kapıyı İçeriden Kilitledim
Kapıyı İçeriden KilitledimÖzlem N. Yılmaz · Ayrıntı Yayınları · 2017150 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Denizin ortasında bir başımıza ne kadar dayanabiliriz, zihnimizden neler geçer, hayata tutunmak mı vazgeçmek mi? Marquez’in anlatımı her zaman capcanlı. Bu öyküde denizde yaşanabilecek çoğu şey geçiyor. Kahramanlık gerçek bir kavram mıdır, kahramanlık için koşullar nelerdir? Toplum kimleri kahraman ilan eder? Bir oturuluşta okunması gereken bu kitabın önsözü olan ‘bu öykünün öyküsü’ bölümünün kurbanıyım. Kitapta nelerin anlatıldığını en başından anlatıyor. Sonrasında tabi o kadarıyla yetinmeyip internetten araştırdığım için sonunu bildiğim öyküden tat alamadım.
Bir Kayıp Denizci
Bir Kayıp DenizciGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20212,023 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Günümüzün, yakın geleceğin en önemli konularından biri olan göç, göçmenlik konusunu irdeliyor Bauman. Perspektifi ufuk açıcı, çok yönlü ve anlaşılabilir. Kaygan bir zemin üzerinde yaşıyoruz. Hepimizin “güvenlik” konusundaki kaygısı ırkçığın yükselmesine, mülkiyetin daha tutunur olmasına, damgalanan-etiketlenen insanın toplumsal kabulünün kör bir reddine dönüşüyor. Hak temelli yaklaşım yerine görmezden duymazdan gelme hakim. Bugün insanlar dışarıdan geleni öteki yaparak, biz ve onlar ayrımını keskinleştirerek manevi iknalarını kanıtların üstünde tutuyor. Medyanın sürekli ‘kriz’ olarak pompaladığı, hükümetlerin kitlesel söylemlere alan açmakta usta olduğu göç/mülteci/sığınmacı sorununun çözümüne işaret ediyor; uzun süren bir konuşma, anlama, empati ve diyalog.
Kapımızdaki Yabancılar
Kapımızdaki YabancılarZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2018273 okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Modern öykü az sözle çok şey anlatmayı amaçlıyorsa Sema Kaygusuz şüphesiz çok başarılı bir öykücü. Özgün ve sanatsal bir söylem diline sahip yazardan okuduğum üçüncü kitap. Her seferinde kelime dağarcığının zenginliğine, metafor kullanmadaki ustalığına en çokta hayal gücünün boyutsuzluğuna şaşırıyorum. Kahramanları sessiz ve gizemlidir, çoğunlukla kadındır. Çağın insanının yalnızlığına sıkça yer veren öykülerde bireyin iç dünyasına göre algılanan mekan tasvirleri dikkat çekiyor. İçerisinde en sevdiğim öyküler Engereğin Oğlu, Kadın Sesleri, Kışlangıç oldu. Özellikle engereğin oğlunda hayvan~insan çatışmasına, hayvan ötekileştirilmesine dikkat çekmesini çok sevdim.
Sandık Lekesi
Sandık LekesiSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2021913 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Engin Geçtan’ın yaşamından edindiği izlenimler doğrultusunda bölüm bölüm, kısa kesitlerden oluşan kitap zamanın dinamiklerini tanımlamaya, açıklamaya çalışıyor. Güncel siyasetin hayatımızı ele geçirerek mülkiyet hırsını körüklemesi, mülkiyet tutkusuyla gelen köklü insani değerlerin erozyonu, gelir dağılımın bozulmasıyla gelen magandalık kültürü. En çok üzerinde durulan şey; zaman ve mekan sıkışmasında insanın sürekli ‘bir şey yapma’ zorundalığıyla kimlik bunalımı, kimlik geçişmesi , kimlik boşluğu yaşaması. Hepimizin bir zaman sorunu var. Hepimiz koşturuyoruz. Hepimizin saat saat bölünmüş hayatı var artık. Sıkışmışlıktan gelen kızgınlıklarımız, öfkelerimiz var. Bu öfkelerimizin açığa çıkma şekilleri anlatılmış. Jung’un persona ve gölge arketiplerinden yararlanarak bir çok kavramı, duyguyu tanımlıyor kitap. Kendi perspektifinden, samimi bir dille anlattığı çoğu değerlendirmeye katılıyorum.
Zamane
ZamaneEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20201,080 okunma
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.