Türkiye’de kadın erkek eşitliği var dense bile, eşitlik yok. Evlendikten sonra, evde kalıp çocuğa bakmak zorunda kalıyor kadın. Bir de kocanın emrinde oluyorsun. Bu konuda Türkiye’de asla kız erkek eşitliğinden söz edilemez.
Hz. Ali’ye Mektup
Alper Gencer
sen belki tanımazsın ama ben senin için ölürüm!
sen beni tanımazsan ben zaten ölüyüm!
bir Allah’a bir anneme sonsuz itimadım var
herkes beni yarı yolda bırakıyor ya Ali
Geriye bakmak korkutucu. Orada hep acı var...beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım.
Sayfa 30 - Can yayınlarıKitabı okudu
Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım!
Can YayınlarıKitabı okudu
Bir eser kendi zamanını aşıp anca bu kadar okutabilirdi kendini. Hayvan Çiftliğini bilmeyeniniz yoktur. Dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edildiği söyleniyor. Fabl türünde ele alınan siyasi bir hiciv romanı. İnsan yönetimindeki bir hayvan çiftliğinde hayvanların kendilerine eşit bir topluluk oluşturma amacıyla çıktıkları yolda yönetimi kendi kontrolü altına almaları sonrasında ise oluşan iktidar hırsı, gücü kullanma, geçmişi unutma onları amaçlarından saptırıyor. İlerlediklerinden daha geriye gidiyorlar.
Bu kitabı sadece siyasi olarak görmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Sosyalizm, Stalin olarak bakmak sığ kalır. Karaktarize ettiği hayvanlanların her birinin insanı temsil etmesi, kişisel hırslarına yenik düşmesi gücü elinde bulunduranların neler yapacağını ve bunların sonuçlarını gözler önüne seriyor olması bir yönetim eleştirisinden de öte insanı ele alan derinliği olan bir kitap.
Kitabı anlamak adına Stalin ve Troçki arasındaki çekişmeyi, Rus ve Ekim devrimini okumanın yararlı olacağını söylemek mümkün.
Okuduklarımız bize pek de yabancı değil aslında düzen tüm insanlık tarihinde aynı işlediği için yazılanlar bize tanıdık. Bunu tek bir dönem için değil her dönemin gerçeği olduğunu okuyunca görüyoruz.
(Not:Türkiye'de ilk kez 1954 yılında Halide Edip Adıvar'ın çevirisiyle yayımlanmıştır.) :)
Oğuzhan Saygılı 
Kitap Şuuru
