Acımasız bir düzen, bu gündeliği olabilecek en düşük düzeyde, işçinin kuru ekmek yiyip çocuk yapmasına kıtı kıtına yetecek kadar hesaplamıştır... Eğer çok aşağı düşerse işçiler açlıktan ölür ve yeni iş ye talep gündeliği yükseltir. Eğer fazla yükselirse, daha fazla olan arz karşısında, iner... Bu aç midelerin dengesi, ömür boyu açlığa mahkumiyettir.
Biz ki La Terre (toprak) ve Germinal'i okumuşuz, bir köylü resmi yaptığımızda okuduklarımızın neredeyse bizim bir parçamız haline geldiğini göstermek isteriz.
Yol kenarlarında tuğladan küçük evler sıralanmıştı . Bu evler , manzara şenlensin diye herhalde , sarıya , maviye boyanmıştı . İçlerinde siyah olanlar da vardı . Bu evin sahibi sonunda alacağı rengi , şimdiden yapmayı uygun görmüştü .
Roman, Etienne Lantier’in bir maden şehri olan Montsou’ya gelmesi ile başlıyor. Bölge Fransa’nın maden ocaklarının bulunduğu yer ve halkın büyük çoğunluğu geçimini madende çalışarak sağlıyor. Karın tokluğuna çalışan bu insanlar, açlık ve sefalet içinde yaşıyorlar.
Etinne şehre gelip madende çalışmaya başlayınca, bu düzende işçilere karşı emek
Germınal Kitap İncelemesi
İncelememe Germınal, Germınal diye haykırarak yumruğum havada başlamak istiyorum.
Emıle Zola natüralizm akımının öncüsü Fransız yazar bu dev eserini 1885 yılında kaleme almıştır. Roman 1860 yılında Fransa’nın Montsou kasabasında geçer. Bu kasabanın tüm halkı geçimini madende çalışarak kazanır. Tüm aileler en küçüğünden,