bıçağı alıp babasının kalbine saplamak bir simge olarak sürekli içinde taşıdığı bir şeydi. ancak şimdi, yaşı büyüdükçe ve orada oturup iktidarsız bir öfkeyle ona bakarken, öldürmek istediği aslında babası, kitap okuyan o yaşlı adam değil, üzerine çullanan o şeydi – belki haberi bile olmadan; soğuk ve sert pençeleri ve gagasıyla tekrar tekrar
MAVİ SİNEKÇİL KUŞU
Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde ropdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu,
Sean Penn’in Charles Bukowski ile yaptığı söyleşi
Time dergisi Charles Bukowski’yi “Amerikan tarzı ayak takımının bir numarası” ilan etti. Oysa yazar, Avrupa’da kitlelerin hayranlıklarını kazandı. Bugün dünyada çeviri edebiyatta en çok okunan yaşayan Amerikan yazarı Bukowski. Sadece Almanya’da kitapları 2.2 milyondan fazla sattı.
Not:
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta