Habibe Sencer

Habibe Sencer
@gezginfilozof_
250 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Tüm söylediklerimiz göz önünde tutulduğunda İskender' in Asya'yı nasıl kolaylıkla elde tuttuğu; öte yandan Pyrrhus ve benzeri birçoklarının elde ettiklerini korumaktaki zorluklara şaşılmaması gerekir. Bu olay zafer kazanan kişinin erdeminin az ya da çok olmasına değil, işgal edilen topraklardaki değişik siyasal yapıların farklılığına bağlıdır.
Sayfa 18
Reklam
Roma, bundan ötürüdür ki "sonsuza dek sürecek ülküsel bir tarih" olmuştur onların gözünde.
Tanrıtanımaz değil, tipik bir laik yaklaşımdır onunki. İnsanları, devleti , ulusu, yurdu konusunda ahlaklı düşünmeye ve harekete geçirmeye yarayacak bir araçtır, amaç değildir. Amaç olan devlet işlerinin bilimselligidir. Dini siyasete arac eden anlayışa karşı olduğunu ve dinsel değerleri yozlastirdiklarini söyler. Kilise adamlarına da karşı oluşunun temel nedeni olarak çıkarcı bir yaklaşımla dini carpitmalarini gösterir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü onun gözünde monarşi, devlet-güç; cumhuriyet ise devlet-uygarlık ilişkisine dayalıdır.
Habibe Sencer tekrar paylaştı.
Küçük insanlar dengini; büyük insanlar kendini arar...
Yunus Emre
Yunus Emre
Reklam
Etrafımızdaki gözlemlenebilir evren, fizik yasalarına uymaktan başka bir özelliği olmayan rastgele bir madde topluluğu değildir. Evrenin oluşturucu maddesi başlangıçta çok belirli bir düzenlenişle yola çıkmıştır ve bir kere bu belirli noktadan kalkmış olarak fizik yasalarına uyar. “Başlangıç” ifadesiyle büyük patlamaya yakın, yaklaşık 14 milyar yıl önceki bir andaki koşullara işaret ediyoruz. Büyük patlamanın doğrudan zamanının başlangıcı olup olmadığını bilmiyoruz; fakat bu bahsettiğimiz andan daha uzak geçmişi göremeyiz ve dolayısıyla bu an kozmosun gözlemleyebildiğimiz kısmının başlangıcıdır. Evrenin o andaki özel düzenlenişinin entropisi, (entropi, bir sistemin düzensizliğinin ya da rastgeliliğinin bilimsel ölçüsüdür) çok düşüktü. Evrenin entropisi başlangıçta çok düşüktü ve o zamandan beri sürekli arttı. Bu gözlemlenebilir evrenimizin bir zamanlar özgül, düzenli bir biçimlenmiş halinde olduğu ve 14 milyar yıldır gitgide daha düzensiz hale geldiği anlamına gelir.
Aristoteles için fizik, nesnelerin doğaları ve nedenler hakkındaki bir öyküyü.
Eğilimin dağılım ve kaybının kendiliğinden gerçekleşmediğini, hava direncinin ya da diğer dışsal faktörlerin etkilerinden kaynaklandığını iddia eden kişi Ibni Sina ydı. O, boşlukta bu tür bir direncin olmadığına, herhangi bir dış etkiye maruz kalmayan hareket halindeki bir nesnenin hareketini sabit bir hızla sonsuza kadar sürdüreceğine işaret etti. Bu bizi modern atalet fikrine, yani herhangi bir nesnenin üzerine herhangi bir etki uygulanmadığı sürece düzgün şekilde hareket edeceği fikrine şaşırtıcı derecede yakınlaştırır.
Momentumun korunumu ilkesi pek de öyle dramatik önemde bir ilke gibi görünmeyebilir fakat gerçekte momentum kavramı, dünyayı kavrayış biçimimizde ki bir dönüşümün, antik dünyanın nedenler ve amaçlar kozmosundan modern örüntüler ve yasalar kozmosuna geçişin tam kalbinde yer alır.
Sayfa 33
Karşısında durup gözlerinin içine baktığımız bir insan hiç de düpedüz bir atomlar toplamı, bir tür karmaşık kimyasal tepkimeymiş gibi görünmez. Söz konusu olan ister denizi ya da gökyüzünü düşündüğümüzde duyduğumuz yücelik hissi olsun ister meditasyon ya da ibadet sırasındaki kendinden geçiş, ister önemsediğimiz birinin yakındayken duyduğumuz sevgi, pek çok durumda evrenle aramızda salt fiziksel olanı aşan cinsten bir bağlantı olduğunu hissederiz. Canlı bir varlık ile cansız bir nesne arasındaki fark, çeşitli moleküllerin bir araya geliş biçimleri arasındaki farklılıktan çok daha derin görünür. Sadece etrafımıza attığımız bir bakış bile gördüğümüz ve hissettiğimiz her şeyin bir şekilde madde ve enerjinin hareketini düzenleyen anonim yasalarla açıklanabileceği fikrini saçma göstermeye yeter.
Reklam
Galileo , Jüpiter’in uyduları olduğunu gözlemledi ki bu onun da tıpkı dünya gibi kütle çekime sahip bir cisim olduğunu sonucunu çıkıyordu. Isaac Newton, kütle çekimin hem gezegenlerin hareketini hem de elmaların ağaçlardan düşüşünü belirleyen evrensel bir kuvvet olduğunu gösterdi. John Dalton, farklı kimyasal bileşiklerin atom olarak adlandırılan
Sayfa 18
Bilgimiz ilerledikçe atılımcı bir tempoyla basit ve bütünleşik bir ontolojiye doğru yöneldik. Burada iş başında olan kadim bir itkidir. Milattan önce altıncı yüzyılda Yunan filozof Thales, suyun geri kalan her şeyin kendisinden türediği asal ilke olduğunu öne sürmüş, dünyanın başka yerlerinde Hindu filozoflar, tekil ve nihai gerçeklik olarak Brahman fikrini ortaya atmıştı. Bilimin gelişimi bu trendi hızlandırdı ve sistematiklestirdi.
Sayfa 18
Yaşamın temel işleyişi hakkında daha çok şey öğrendikçe onun bir bütün olarak evreni yöneten temel fizik yasalarıyla uyum içerisinde olduğunu daha açıkça görüyoruz. Yaşam bir töz değil bir süreçtir ve geçici olması kaçınılmazdır. Evrenin varlık nedeni olmasakta, kendimizin bilincinde olma ve düşünme yetilerimiz bizi, evrendeki tüm diğer varlıklar arasında özel bir konuma yerleştirir.
Sayfa 11
Değerlerimiz, kendimizi "yeni doğmuş bir diktatörün zavallı köleleri" veya "yeni bir yaşamı sevgiyle büyütenler " olarak görmemiz arasındaki temel farkı yaratır. Nietzsche' nin de söylediği gibi, yaşamak için bir sebebiniz varsa her şeyle baş edebilirsiniz. Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçse de son derece tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız bir hayat da ne kadar konforlu olursa olsun korkunç olabilir.
Sayfa 382
Tuketimcilik ve milliyetçilik hepimizin milyonlarca yabancıyla aynı topluluktan olduğumuza, ortak bir geçmişe, ortak çıkarlara sahip olduğumuza ve ortak bir geleceğimiz olacağına inanmamız için uğraşır. Bu yalan değil,hayal gücüdür. Para, sınırlı sorumlu şirketler ve insan hakları gibi, uluslar ve tüketici topluluklar da kişiler arası gercekliklerdir. Sadece hayal gücümüzde yaşarlar ama güçleri muazzamdır. Milyonlarca Alman bir Alman ulusunun varlığına inandığı, Alman ulusal sembolleriyle heyecanlandigi, ulusal efsanelerini anlattığı ve Alman ulusu için para ve zaman harcamayı hatta uzuvlarini bile kaybetmeyi göze aldığı surecr , Almanya dünyadaki en büyük güçlerden biri olarak kalacaktır .
Sayfa 356
Resim