2011 itibariyle Türkiye, 27 Mayıs'ın kurduğu askeri vesayetten kurtulmuş, demokrasisini geliştirmiş ve AB'ye üyelik yolunda ilerlemiş bir Türkiye'dir. (...) Ak Parti, seçim sürecinde, son on yılda gerçekleşen kalkınma ve dönüşüm siyasetinin kurumsallaşmasına ve hâlâ çözülememiş sorunların da kolaylıkla çözülebileceğine yönelik bir
Sayfa 309Kitabı okudu
ABSÜRD YENİ DÜNYA / 2017 Kasım (2002-2017) Atıflar
Atıflar : Buenaventura Durruti Dumange : Devrimci ve sendikalist İspanyol anarşist. 1922'de Joan García Oliver ve Francisco Ascaso ile birlikte "Los Solidarios" grubunu kurdu. Bu grup 1923'te Gijón'da "Banco de España" soygununu düzenledi. Ayrıca Kardinal Juan Soldevil” y Romero suikastini de düzenledikleri
Reklam
Evet, mesele, ağaç meselesi değildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 3 Kasım 2002 de siyasal iktidarı devraldığı günden, Gezi Parkı isyanının çıktığı 27 Mayıs 2013'e kadar, Türkiye'yi bir “demokrasi yanılsaması”ile yönetti. Bilhassa 2007 yılından itibaren Gülen Cemaati ile kurduğu hukuk dışı koalisyon, süreç içerisinde muhafazakâr oligarşiye dönüştü.
Sayfa 11
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
Dyatlov Geçidi Vakası ya da, 9 kayakçının Ural Dağları'nda tahminen 2 Şubat 1959 gecesinde gizemli ölümlerini belirtmek için kullanılır. Olay, Kholat Syakhl (Rusça: Холат-Сяхыл) dağının doğusunda bulunan ve bu olayın ardından grubun lideri olan Igor Alekseievich Dyatlov'un soyadını alan Dyatlov Geçidi'nde gerçekleşmiştir. Araştırmacılar,
Gezi 27 Mayıs 2013
O yaz günü -unutulmaz yaz günü- Taksim Meydanındaki kalabalık, fırtınada kükreyen bir denizden çok, yumuşak ama sürekli dalgalarla kıyıyı döven sabırlı, inatçı bir gelgiti andıran hareketlerle siyah giysili, maskeli, durmadan gaz bombası atan polislerin karşısında önce geri çekiliyor, biraz kendini topladıktan sonra yine dönüyor, her yere akıyor. Kızlı-erkekli binlerce gencin gözlerinden durmaksızın akan yaş­ların gaz bombasından kaynaklandığı rahatlıkla söylenebilir ama gördükleri acımasız şiddetin yüreklerinde açtığı yaraların da bunda pay sahibi olduğu kuşkusuz. Zehirli dumanın boğulma derecesine getirdiği genç ciğerlerden, yürek paralayan öksürüklerle birlikte tarihin başlangıcından beri şiddetle karşılaşan masum insanların değişmez çığlığı yükseliyor: Neden? Neden? Bu şiddet neden?