Anlamlandırma yetisini kaybeden milletler de bir süre sonra sonra kendilerini imha eder yani birbirlerine düşer; neticede tarihten silinir giderler. Bir kültürün kendini imha etmesi de o kültüre organik bütünlüğünü veren anlam-değer dünyasının yani maneviyatın ortadan kalkmasıyla başlar; vicdansızlaşan kültürün bireyleri de birbirlerini yemeye, soymaya, öldürmeye, yok etmeye kalkışırlar. Bu durumu en iyi XIX.yüzyıl ile XX.yüzyılın şarkiyatçıları (oryantalistler)tespit etmişlerdir. Gibb, İslam dünyası için "Onların her şeyini mahvettik; felsefelerini, dinlerini... Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı. Anarşinin ya da intaharın eşiğindeler." derken bu durumu kasteder.
Bildiğiniz gibi Türklerin İslamiyeti kabulü çok tartışmalı konudur. Bunun sebebi tarihimizin sansürlü olmasıdır. Tüm dünyada en sansürlü kitaplar tarih kitaplarıdır. Türkler tarafından yazılan tarih kitapları da böyledir. O yüzdendir ki
Lev Nikolayeviç Gumilev emmim "Bir halkın tarihini biraz da onların düşmanlarının yazdıklarına bakarak okumak
Gibb, İslam dünyası için " onların her şeyini mahvettik; felsefelerini, dinlerini... Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı. Anarşinin ya da intiharın eşiğindeler" der
Bir kültürün kendini imha etmesi de o kültüre organik bütünlüğünü veren anlam-değer dünyasının yani maneviyatın ortadan kalkması ile başlar; vicdansızlaşan kültürün bireyleri de birbirlerini yemeye ,soymaya ,öldürmeye yok etmeye kalkışırlar. Bu durumu en iyi 19. yy ve 20. yüzyılın şarkiyatçıları tespit etmiştir.Gibb, İslam dünyası için"Onların her şeyini mahvettik felsefelerini, dinlerini..Artık hiçbir şey inanmıyorlar.İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı.Anarşinin ya da intiharın eşiğindeler." derken bu durumu kasteder.