Bilmemek bilmekten iyidir,
düşünmeden yaşayalım
Mâra,
günü ve saatleri ne yapacaksın
Senelerin bile ehemmiyeti yoktur.
Seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın.
Tanımamak tanımaktan iyidir,
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım.
Bu acıyı beraber tadalım
Mâra.
Başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür.
İkimiz de ne uykudayız,
ne uyanık.
Bana şiiri sevdiren adam Necip Fazıl Kısakürek. Bütün şiirlerini topladığı bu kitap, Haşmetli azap dediği fikrin çilesini anlattığı "Çile" şiirinden alıyor ismini. Aslında günümüzde her ne kadar dünyevi bir anlamı olsa da tasavvufi bir kavramdır çile. Tasavvufta, çilehaneye girip kırk gün riyazet yapılır. Zaten çile de dilimize Farsça
Nazım Hikmet’in hiç romanını okumamıştım, bu kitabının da roman olduğunun farkında değildim. Kitabı okumak için elime alıp kapağını açtığımda şiir değil de düz yazı çıkınca şaşırdım. Kitaba böyle bir sürprizle ve büyük bir merakla başladım.
Nazım Hikmet’in 1962’de tamamladığı kitabı Sovyetler Birliği’de Rusça olarak Romantika ismiyle basılır.
Seviyorum seni
Denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
Seviyorum seni
'Yaşıyoruz çok şükür !' der gibi.
=Nazım Hikmet =