Tuhaf şey, kıyametinizin yaklaştığını bildiğinizde bütün anlar kıymete biniyor, hiçbirini ziyan etmek istemiyorsunuz. Ama sonra ölüm yine ırak olduğu varsayılan meçhul bir vakte ertelenince, tek yaptığınız, hızla tüketirseniz çok arzu ettiğiniz bir yere ulaşacakmışsınız gibi, günleri bozuk para misali harcamaya çalışmak oluyor. Varacağınız
Sayfa 59 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Saraylar saltanatlar çöker kan susar birgün zulüm biter. menekşeler de açılır üstümüzde leylaklar da güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler... -Adnan Yücel
Reklam
Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını kesin olarak biliyorum, öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra, herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım,Sonya. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini…İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini! Ya, böyle işte! Bu bir yasa Sonya, yasa. Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözüpek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bu bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
Sayfa 521Kitabı okudu
Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların kesin olarak aptal olduklarını biliyorum, Öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım Sonya. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini... İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini! Ya,böyle işte! Bu bir yasa Sonya, yasa. Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
Olmak ya da olmamak? Onlara göre bütün mesele bu değildir. Yaşıyorsak, Tanrı’ya şükretmek ve topluma yararlı olmak için yaşamak zorunda olduğumuz içindir. Kaçıp gidenler, hem öbür dünyada hem de ölü bedenleri içinde ağır biçimde cezalandırılır. Avrupa’da, Ortaçağ’ın sonuna dek tam olarak ve tartışmasız biçimde bu düşünce hâkimdir; birinci Rönesans’tan itibaren, XV. yüzyılın sonunda delilik yoluyla ve mizah tonuyla ilk itirazın ortaya çıkmasıyla birlikte bu tutum değişmeye başlar; sonra itiraz hızla büyür, 1600 yılında soruyu açık açık sordurur, Avrupa bilinç bunalımları sırasında daha da sert bir tartışmaya yol açar ve Aydınlanma Çağı’nda apaçık bir meydan okumaya dönüşür
Dışarıda ki manzara öyle güzeldi ki, karanlığın etkisiyle her yermuhteşem görünüyordu. Sokak lambalarının loş ışığı ağaçların üzerine vuruyor, yeryüzünün sıradan ağaçlarını masal diyarının büyülü varlıklarına dönüştürüyordu adeta. Gece karda yürümekten daha romantik bir şey yoktu sanırım. Hiç konuşmuyorduk. Sanki ağzımızdan bir kelime çıksa her
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.