Zaman, çok hızlı akıp gidiyor. Daha dün, hedefimi belirlerken bugün o hedefime giden yol için yola çıkıyorduk. Ben, Buse ve Ezgi üçümüz beraber polis okuluna gidiyorduk Ankara'ya... Yuvamız olan İstanbul'u bırakıp... Ama herşey bizim için daha farklı olacak şehrimiz, bile değişirken değişmeyecek tek şey arkadaşlıklarımız olacak...
Evlilikte olduğu gibi toplum yaşamlarında da kadının karar alıcı rollerde görünmesi, örneğin halifelik, kadılık ya da imamlık gibi işler yapması önlenmiştir. Yine bundan dolayıdır ki Kur'ân'a, Tanrı'nın kadınlardan peygamber göndermediğini, meleklerini dahi dişilerden değil erkek cinsinden seçtiğini ve çünkü eksik akıllı olarak
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ
İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282)
Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed)
Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed)
Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Ne yapayım bilmiyorum
Yemin billah beynim duruyor
Sağa gitsem çıkmaz sola gitsem daha beter
Ümitsizlik gırtlağıma yapışıp namusuma göz dikerken
Şu mavi gökyüzü benim gözümde boyanmış bir tavandan ibaret
Birde kaç derece bilmem ama lambası var tepemde, kavuruyor
Şu şiirler olmasa karşımda bir solukla bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar suret
Feqıye Teyran Cizre’ye giderken yolda bir papaza rastlar ve onunla arkadaş olur. Bir müddet yürürler yorulunca bir ağacın gölgesinde dinlenmeye koyulurlar. O esnada iki kuş gelir ve ağacın üzerine konarlar. Kuşlar birbirleriyle konuşurken Feqi güler. Papaz Feqi’ye sorar: “Sen neden gülüyorsun?” Feqi: “Bu bizim adetimizdir, biz Feqiler öylesine
Hanım Evliyalardan Rabia tül el-Adevviye'nin hikayesi:
Rabia tül el-Adeviyye 714 veya 718 yılında fakir bir ailenin dördüncü kızı olarak dünyaya geldi.
Bu yüzden Rabia ismi verildi. Adeviyye lakabı ise Kays bin Adi kabilesinden geldi.
Henüz çocukken anne ve babasını kaybetti. Basra’da kıtlık baş gösterince kardeşlerinden de ayrıldı. Bir
BİR SEVGİ EYLEMİYLE HARCANMAMIŞ
BİR GÜN KAYBEDİLMİŞ BİR GÜNDÜR
Sevmek için o kadar fırsatımız olmasına karşın dünyada o kadar az sevgi vardır ki. İnsanlar yalnız ağlamakta, yalnız ölmekteler. Çocuklara kötü muamele edilmekte, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçirmektedirler. Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç olan bir
Neden alim yetiştiremiyoruz?
Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz:
Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Gittiğim gördüğüm her yerde,
Binalar, daireler, penecereler,
Bir dünya ediyordu.
Saatler, yıllar son sürat akıp giderken,
Yollar uzuyordu,
Duraklar, abartılı pankartlar,
Bir şeyleri anlatıyordu sanki.