GIPTA EDİLENLER
Kul Rabbini bilirse O’nun hükümlerini ve emirlerini bilir ve gücü yettiğince onları tutar. Böylece onun üzerinde sıdk alametleri belirir. Sonra sıdkla iyice meleke kazanır, sadıklardan olur. Bu gıpta edilecek makamlardandır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın öyle kulları vardır ki ne peygamberdirler ne de şehittirler. Ama peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler.” (Ahmed, el-Müsned, nr. 22906; Hâkim, el-Müstedrek, nr. 7318). Ariflerden birine Efendimiz’in “Peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler” sözünden soruldu: “Peygamberlerin yeri daha yüksek iken onlara nasıl gıpta ederler?” dendi de şöyle cevap verdi:
“Çünkü peygamberler tebliğ ve halkı görüp gözetme farzlarıyla meşgul oldular. Onlar ise bununla meşgul değillerdir. Onları Allah’tan başka meşgul eden hiçbir şey yoktur. Bundan dolayı peygamberler hal bakımından daha üstün ve daha tam oldukları halde onlara gıpta ederler.”
Anlamsız gibi gelir hayat bazen .Nedensizdir, amacısız çorak, kurak bir çöl gibidir. Zevksiz, sevimsizdir...Dir dir....O kadar çok buraya iliştireceğimiz olumsuz cümleler sıralayabilir ki... Hele ki şu günlerde.Herkes mutsuz ve umutsuz.
Oysa mutsuzlukta, umutsuzlukta bizim kendi inanışımızda gizlidir.
Onun yerine güzel olan her şeye sarılıp;
REGÂİB KANDİLİ
Receb-i şerîfin ilk cuma gecesi, Regâib Kandili’dir. Bu geceye melekler çok rağbet ettikleri için Regâib denilmiştir. Bu gece, Hazret-i Âmine Vâlidemiz’in âlemlere rahmet olarak gönderilen âhir zaman peygamberi Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimize hamile olduğunu anladığı gecedir.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:
Düşüncelerinden vurulmuş, bir avuç uyur gezerdik,
Ne kavgalar verdik
Oysa Alnımızda yazılı bir yazıydı bu, kaybedendik,
Soru sormanın uçurumuna denk geldik
Ayaklarımız da bir ağırlık oluştu sonra, bekledik,
Bir ayaz esti doğudan, bir de batıdan,
Cesaret derken, doyumsuz yaşam sevgimizin altında ezildik,
Korkulardan sahte bir duvar ördük
Merhameti ve cesaretine gıpta edilenler vardı bazen,
Onlar kaldı dışarda, akıllarından zorları var dedik,
Delirdi dedik, avuttuk birbirimizi,
Ve bir hezayan halinde baktık Birbirimizin ayak izlerine.
Aynı soruya iki farklı yanıt verenleri
Başımıza taç ettik...
Harun KÜSMÜŞ