Câbirî’nin tespit ettiği üzere tarihin yeniden inşası, özünde siyasî bir operasyondu. Halifelerin, prenslerin köşklerinde, özel salonlarda ve mescitlerde yapılan münazaralar, sohbetler vakit geçirmek için ya da zevk için değildi. Aksine bütün bunlar tarihin sürekli yeniden yazılmasına yönelik faaliyetlerdi.