Ebheri'nin risaleye girişi.
İmdi: İşbu risâle mantık konusunda olup biz burada -iyilik ve ihsânın kaynağı olan Allah’a sığınarak- herhangi bir ilme yeni başlayanların bilmesi gereken hususları ortaya koyduk.
Sayfa 63 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
Kısaca belirtmek gerekirse Ebherî eserini beş ana bölüm olarak tertip etmiştir: 1. Lafız: Delâleti ve kısımları, 2. Açıklayıcı söz: Tanım ve tasvir, 3. Önermeler: Çeşitleri, unsurları ve birbirleriyle olan ilişkileri, 4. Kıyas: Unsurları, şekiller (figür), nicelik bakımından çeşitleri, 5. Nitelik ve değer açısından kıyas çeşitleri: Burhan, cedel, hatâbe, şiir ve safsata.
Sayfa 46 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
Reklam
Esîrüddîn Ebherî (ö. 1265), eserleri başta Selçuklu ve Osmanlı medreseleri olmak üzere İslâm dünyasının pekçok yerinde asırlar boyu ders kitabı olarak okutulmuş olan önemli bir şahsiyettir. Felsefeden matematiğe, astronomiden mantığa kadar birçok alanda onlarca eser veren Ebherî, daha çok Hidâyetü’l-Hikme ve bu çalışmanın da konusunu oluşturan Îsâgûcî adlı eserleriyle şöhret bulmuş ve bir mantıkçı olarak tanınmıştır. Düşünürümüz felsefeye ilişkin hemen her eserinde mantığa da yer vermesinin yanısıra, özel olarak mantık problemlerini konu alan irili ufaklı birçok müstakil eser de kaleme almıştır.
Sayfa 43 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
İbn Sînâ’nın Îsâgûcî’si
Mantığın felsefenin bir bölümü mü yoksa âleti mi olduğu yolundaki tartışmaları yersiz bulan İbn Sînâ’ya göre mantık, bilinenlerden hareketle bilinmeyene ulaşmayı sağlayan bir yöntemdir.
Sayfa 40 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
“Bilgi, bilinenin (nesne) bilenin (özne) zihnindeki suretinden; sanat ise bilen sanatkârın zihnindeki bu suretleri dışa vurup maddeye uygulamasından başka bir şey değildir.”
Sayfa 37 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Reklam
İhvân-ı Safâ’nın Îsâgûcî’sinden aktarımlar.
Nutk, “fikrî” ve “lafzî” olmak üzere ikiye ayrılır. Lafzî nutk, insan bedeninin bir organı olan dilden kaynaklanarak, bedenin diğer bir organı olan kulağa ulaşan ses ve hecelerden oluşur; dolayısıyla cisim ve duyularla ilgilidir. Bu yüzden kelâmın ne olduğu, nasıl oluştuğu, anlamı nasıl gösterdiği (delâlet) vb. konuların mantık çerçevesinde incelenmesine Dil Mantığı (İlmu’l-Mantıki’l-luğavî) adı verilir. Fikrî Nutk ise insan zihninin (nefs) varlıkların anlamını özleri itibariyle tasavvurundan başka bir şey olmayıp ruh ve akılla ilgilidir. Bu bağlamda zihnin varlıkların anlamlarını özleri itibariyle idrâk edişi, ilham ve vahyin keyfiyeti gibi konuların mantık çerçevesinde ele alınıp incelenmesine de Felsefî Mantık (İlmu’l-Mantıki’l felsefî) denir.
Sayfa 38 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
İhvân-ı Safâ’nın Îsâgûcî’si
İhvân-ı Safâ X. yüzyılın ikinci yarısında Basra’da ortaya çıkan ve düşüncelerini adeta bir felsefe ve ilimler ansiklopedisi mahiyetindeki dört bölüm altında ellibir risâleden oluşan Resâilü İlhvâni’s-Safâ adlı eserde topladıkları için “İslâm ansiklopedistleri” olarak da anılan felsefî-siyasî bir hareketin adıdır.
Sayfa 35 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
bir şeyin tanım ve tasviri, onu isminin yerine kullanılabilir.
Sayfa 33 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
farabi'nin isaguci'sinden aktarımlar.
Küllî anlam bir tek lafızla gösterildiğinde “müfred” (yalın), iki lafız birleştirilerek gösterildiğinde ise “mürekkeb” (birleşik) adını alır. Şu var ki bu iki lafız arasındaki birleşme ihbâr değil, takyîd ve iştirât türünden olmalıdır. Sözgelimi “insan beyazdır” ifadesini oluşturan “insan” ve “beyaz” arasındaki terkib ihbârî olduğu için bu ifade mürekkeb-küllî değildir. Oysa “beyaz insan” ve “düşünen canlı” ifadelerinde insan “beyaz”, canlı da “düşünen” ile kayda (takyîd) ve şarta (iştirât) bağlanarak sınırlandırıldığı için bunlar birer mürekkeb-küllîdir (birleşik tümel). Açıkça görüldüğü üzere mürekkeb-küllîler, müfred-küllîlerden oluşmaktadır.
Sayfa 31 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Sana... Aradığını bulman dileğiyle" cümlesiyle başlıyor kitap. Bu o kadar kıymetli bir kitaba giriş/ithaf/teşekkür cümlesi ki. Gerçekten yazara bunun için ayrıca çok müteşekkirim. Yetişkin kitaplarında bir dereceye kadar ebeveynlere/aileye ithafları ve methiyeleri anlıyorum lakin çocuk kitaplarında bunu hiç kabul edemiyorum. Bu en temel hak olan sevgi dolu bir anne baba sahibi olma her çocuğa bahşedilmemiş, bahşedilmeyen bir şey ne yazık ki. Bundan muzdarip bir çocuğun eline heyecan ve merakla almış olduğu bir kitabın daha ilk sayfasında yazarın kalbinin güzelliğini belirttiği annesine/babasına/ ikisine de ithaf içeren cümlesiyle karşılaşması üzücü. Çok üzücü.... Bu giriş cümlesiyle kitaba başlamak yüzümde kocaman bir gülümseme ve içimde sonunda ferahlığı oluşturdu. Herkese ve herkesin o an içinde olduğu ana göre vurgusu değişen, yaşamın en acı tecrübelerinden biri olan yas üzerine nahif, bilgece, ışık dolu bir hikâye. En sevdiğim çocuk kitapları arasında ilk sıralarda yer aldı.
Boşluk
BoşlukAnna Llenas · Nesin Yayınevi · 2017323 okunma
289 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yalnızız'ı okuyup 'tamam, bundan iyisi yoktur herhalde' demiştim fakat Peyami Safa her seferinde sizi en çok hangisini beğendiğinizi seçemez hale getiriyor. Bir sene önce ölen Matmazel Noraliya'nın evine taşınacağını arkasında okuduğumda küçük bir giriş yapıp taşınmaya geçer ve evin eski hanımıyla tanışır diye beklemiştim; onun
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 19807,6bin okunma
Çarlığın prestijini kurtarmak için girişilen ve önceleri iyi netice veren bu girişimler, sınai bir Rusya’nın gelişmesinden ayrı düşünülemez. Nihayet kapitalizm bu ülkeye giriş yapar. Ve hudutsuz maden kaynaklarından yararlanır Her taraftar maden ocakları fabrikalar açılır köylüler akın akın koşarlar.
Sunuş
Mantık çalışmaları, başta Abdullah ibnü’l-Mukaffa‘ ve ilk İslam filozofu Kindî olmak üzere diğer filozofların ve özellikle bu alandaki üstün başarılarından ötürü kendisine Muallim-i Sânî unvanı layık görülen ünlü Türk filozofu Fârâbî’nin değerli çalışmalarıyla gelişmiş, ayrıca Gazzâlî’nin olumlu etkisiyle, kelâm ve fıkıh gibi dinî ilimlerle uğraşanlar da dahil olmak üzere herkesin ilgi alanına girmiştir.
Sayfa 19 - türkiye bilimler akademisi, 2016, ankara
Platon'un, insan ruhuna benzeyen ideal devleti.
Platon, toplum ile insan arasında bir bağ kurar. İnsan ruhu üç kısımdan meydana gelir. Arzu, irade ve akıl. Devlette, kendisinde bu üç kısma karşılık olan üç sınıfa ayrılır. Yöneticiler, Savaşçılar ve üreticiler. Nasıl ki, sağlıklı insan; aklı, arzusu ve iradesi birbiriyle çatışma içinde olmuyorsa. Sağlıklı iyi bir toplum da içinde sosyal çatışmanın, sınıf kavgasının bulunmadığı toplumdur.
Resim