Abdülamitd'in hafiyelik teşkilatına esin kaynağı olan Sherlock Holmes karekterinin beyin okuma ve gözlem gücünü konuşturduğu kitaptaki hikayelerde, giriş bölümü oldukça güzel fakat bizi sonuca götürecek olan olayların geliştiği bölüm oldukça kısa tutulmuş ve çabucak sonuca bağlanmış, hikayelerin kısa olması bu durumu kabul edilebilir gösterse de bence kitabın akıcılığına zarar vermiş ve biz okuyucuların olayları tahmin etme olanağını kısıtlamış bu da Sherlock Holmes'un egosundan ve kıskançlığından olsa gerek ...
Sherlock Holmes - Akıl Oyunlarının GölgesindeArthur Conan Doyle · Martı Yayınları · 202012.9k okunma
Kitabı aldığım ilk gün okumaya başladım. Giriş bölümü bana göre biraz ağır ilerliyor. Normalde alışılagelmiş fantastik dünyaları bir kenara bırakmakta fayda var. Evet fantastik denilince akla vampirler, elfler, büyücüler, cüceler vb. gibi şeyler gelir lakin incarceron bunların hiç biri değil. Tam anlamıyla yeni bir dünya yeni karakterler ve çok iyi düşünülerek yazılmış bir kitap. Kitap bitiğinde kendinizi ikinci kitabı almaya giderken bulabilirsiniz. Çünkü sıradan değil. Çok değişik bir hayal gücü. Kesinlikle tavsiye ederim.
İsveç'li yazar Stieg Larsson , 50 yaşında öldü ve romanının başarısına tanık olamadı, ama bu roman onun adını uzun seneler yaşatacak gibi...
Mükemmel bir olay örgüsü ve bitmek bilmeyen bir tempoya sahip bu romanda, her şey çok güzel planlanıp yerli yerine oturtturulmuş.
Aslında her romanda olduğu gibi, bu romanda da giriş bölümü okuyucunun dikkatinin dağılma riskinin en yoğun hissedildiği bir bölümle başlıyor.
Fakat biraz sabredip ilerleyebildiğinizde, karşınıza çıkan hikayenin sarsıcı boyuttaki kalitesine ve sürükleyiciliğine kapılıveriyorsunuz.
Sadece iki günde bitirdiğim bu romanı ve serinin "Milenyum" diğer kitaplarınıda mutlaka okumalısınız.
Shakespeare okumadan olmazdı. Klasik okumaya çekinen, 'klasikleri okuyamıyorum' diyenleriniz için direk önerebileceğim bir eser oldu bu. Öncelikle bu bir oyun. Baştan sona diyalog var. Diğer bir nokta kısa olması. Elinizde sürünmez. Ben Kültür Yayınları baskısını okudum, bu baskının içeriğine gelirsek; 3 bölümden oluşuyor. Giriş, önsöz ve Macbeth. Girişte yazar ve dönem hakkında bilgi verilmiş. Önsözde oyun yorumlanmış ki Macbeth hakkında bilgi sahibi değilseniz bu bölümü en son okumanızı öneririm. Oyun 5 perdeden oluşuyor. Dili çok güzel. Şiirsel bir anlatım var. Şiirle aram olmamasına rağmen çok sevdim. Üstelik karakterler duygularını o kadar derin yaşıyorlar ki içinize içinize işliyor kısalığına rağmen. Bir deneyin bence.
En iyi roman dalında aldığı ödülü fazlasıyla hak eden, oldukça farklı konusuyla başarılı bir bilim kurgu. Adam Fawer birbirinden farklı dünyalara sahip çok fazla karaktere yer verdiğinden kitabın ilk yüz sayfası giriş bölümü oluşturmuş ve karakterleri takipte, birbirleriyle bağlantılarını kurmada zorlanıyorsunuz. Fakat devamında ustalıkla oturttuğu olay örgüsünden sonra kitabın içinde kaybolup, yüksek bir tempoda, soluksuz bitiveriyor. Gözden kaçırılmaması gereken bir roman, mutlaka okunmalı.
280 syf.
9/10 puan verdi
Peyami Safa'nın Attila'sı
Attila’nın adını ilk duyduğumda ortaokul birinci sınıfta idim. Avrupa Hunları’nın hakanı olduğunu ve barbar kavimleri sürerek Roma’ya kadar girdiğini biliyordum. Bir de ‘gerdek gecesinde burun kanamasından öldüğünü!’ Sonrasında epeyce bilgi sahibi olduysak da elbette bunların çoğu tevatürlere dayalı şeylerdi.
Attila, ilk defa 1930’larda
